Yurtdışında KGT adına birçok başarılı operasyonda bulunan Ali Candan; en son Kosova'da iken emrinde olduğu Aslan Akbey tarafından yurda çağrılmış ve kendisine en kritik görev olan Kurtlar Vadisi Operasyonu görevi verilmiştir. Bu görevdeki amaç; mafyanın en tepesindeki güç olan ve Mehmet Karahanlı'nın baron olduğu Kurtlar Konseyi'nin çökertilmesidir. Bu görev hiç kolay değildir ve Kurtlar Konseyi çok güçlüdür. Öyle ki konsey, Türkiye'nin yıllık milli gelirinin yarısı kadar bir paraya hükmetmektedir.

Kurtlar Vadisi

<p>Kurtlar Vadisi Pusu'da en büyük, en karanlık hesaplar ortaya dökülecek. Efsane bu kez en acımasız, en pervasız efendisi olan para için birleşmiş küresel çeteye başkaldıracak. Düşman koltuğunda bu defa Mehmet Karahanlı ve ekibi gibi kukla mafyalar değil, bu coğrafyaya hakim olmak isteyen uluslararası güçlerin oluşturduğu küresel çeteler vardır. Bu küresel güç aktörleri ile <a href="/wiki/Polat_Alemdar" title="Polat Alemdar">Polat Alemdar</a>'ın ekibinin buluşma noktası Türkiye'dir.
</p><p>Polat Alemdar, kendisine verilen görevi başarıyla yerine getirip Kurtlar Konseyi'ni çökertmiştir. Bu görevi layığı ile yerine getirdikten bir süre sonra KGT'nin başına geçerek devlet adına önemli operasyonlarda bulunmuştur. Ancak yeni misyonu daha derin ve daha tehlikelidir. İhtiyarlar adı verilen gizli heyetten aldığı görevle bu coğrafyaya hakim olmak isteyen uluslararası güçlerin oluşturduğu küresel çete ajanlarının ülke üzerinde oynadığı oyunları bozmuş, İhtiyarlar ile direkt temas kurarak derin devletin kilit adamı olmuştur. Polat Alemdar, Türkiye'nin gelecek stratejisini oluşturan ve bunu koruyan İhtiyarlar Heyeti'nin hükümlerini yerine getirme ve bu gizli heyeti her türlü tehlikeden koruma görevini üstlenmiştir.
</p><p>Bütün bunları yaparken Polat Alemdar'ın yanında özel bir ekibi vardır. Polat Alemdar, 2003 yılından beri yanında olan sağ kolu <a href="/wiki/Memati_Ba%C5%9F" title="Memati Baş">Memati Baş</a>, sol kolu <a href="/wiki/Abd%C3%BClhey_%C3%87oban" title="Abdülhey Çoban">Abdülhey Çoban</a> ve <a href="/wiki/G%C3%BCll%C3%BC_Erhan" class="mw-redirect" title="Güllü Erhan">Güllü Erhan</a> kendisinin kemik kadrosuydu. Polat Alemdar; kemik kadrosunun yanında Nevzat Yakışırbey, Pürmüz Hasan, Eren Eylül gibi eski yüzleri de bulundururken Kazım Çarman ve Cahit Kaya gibi yeni yüzlere de ekibinde yer vermiştir. Ancak, bu ekipten birçok kişi çatışma ve suikastlere maruz kalarak hayatını kaybetmiştir. Polat Alemdar'ın şimdiki kemik kadrosu Cahit Kaya ve Güllü Erhan'dan oluşmaktadır. Ayrıca Siyah Sancak Timi'de bu milli davada ilerlemek için Polat Alemdar'ın yanında yer almaktadırlar.
</p><p>Polat Alemdar; Sömürgeciler'in Türkiye üzerinde oynadıkları oyuna son vermek için büyük bir operasyonla, Kripteks'teki belgeleri ifşa ederek sömürgeci güçlerin dünyadaki dengelerini değiştirmeyi, büyük sırları ortaya çıkarmayı hedeflemiştir. Bu durum Polat Alemdar ve Amon’un 2005 yılında, Los Angeles'ta yaptığı anlaşmanın bozulmasına, iki gücün karşı karşıya gelmesine sebep olmuştur. Polat Alemdar'ın hamlesi dünyada büyük bir ses getirmiş ve Piramit Operasyonu başlatmıştır. Sömürgeci Güçler yeni planlar içerisine girerek Polat Alemdar'ı çıkmaza sokmaya çalışmaktadırlar. Polat Alemdar ise meydan okuduğu küresel güçler ve hanedanlardan ülkesini korumak için bütün dostlarıyla birlik olur.
</p>

Valley of the Wolves: Ambush

Kurtlar Vadisi Pusu

<center>
  <h2>KONUSU</h2>
  </div>
  <div class="v-expansion-panel__header__icon"><i aria-hidden="true" class="v-icon material-icons theme--light"></i>
  </div>
  </div>
  <div class="v-expansion-panel__body" style="">
    <div class="v-card v-sheet theme--light">
      <div class="v-card__text py-0">
        <div class="post-with-image">
          <div class="app-text-with-ad">
            <p class="post-text">Ezel konusu şu şekilde, bir mahallede yaşayan 3 arkadaş vardır. Kerpeten Ali, Cengiz ve
              Ömer. Mahalleye günün birinde Eyşan diye bir kız gelir ve Ömer’e aşık olur, Ömer de ona aşık olur ve
              birlikte güzel planlar yaparlar. Taa ki Ömer’e tezgah kurana kadar. Ali, Cengiz ve Eyşan Ömer’i oyuna
              getirirler. Kendi yaptıkları bir soygunu Ömer’in üstüne atarlar ve Ömer suçsuz ve bir o kadar da buruk bir
              şekilde hapsi boylar. <img src="https://s3.cloppe.com/cloppe/8e1565cc-b412-81a9-f4c0-a8f18f155a08.jpg"
                style="display: block; max-width: 100%; padding: 5px 0;"> </p>
          </div>
        </div>
      </div>
    </div>
  </div>
  </li>
  <li tabindex="0" class="v-expansion-panel__container sub-content v-expansion-panel__container--active"
    aria-expanded="true">
    <div class="v-expansion-panel__header">
      <div>
        <h2></h2>
      </div>
      <div class="v-expansion-panel__header__icon"><i aria-hidden="true" class="v-icon material-icons theme--light"></i>
      </div>
    </div>
    <div class="v-expansion-panel__body" style="">
      <div class="v-card v-sheet theme--light">
        <div class="v-card__text py-0">
          <div class="post-with-image">
            <div class="app-text-with-ad">
              <p class="post-text">Ömer’in kafasında tek soru vardır. ”Neden ?”, kendi kendine ben bunu hak edecek ne
                yaptım demekten kafayı yiyecek hale gelmiştir. Ancak hapishanede öyle bir adamla tanışır ki, o adam ona
                adeta hayat dersi verir. Ramiz dayı, Ömer’i alır, ona çeşitli kitaplar verir, oyun oynamasını, hayatın
                adiliklerini, bu hayatta ne yapması gerektiğini ona öğretir. Adeta küçük çocuk yetiştiriyor gibi
                yetiştirir onu. <img src="https://s3.cloppe.com/cloppe/ec8e13e2-eb22-6631-2a54-830c79584a47.jpg"
                  style="display: block; max-width: 100%; padding: 5px 0;"> </p>
            </div>
          </div>
        </div>
      </div>
    </div>
  </li>
  <li tabindex="0" class="v-expansion-panel__container sub-content v-expansion-panel__container--active"
    aria-expanded="true">
    <div class="v-expansion-panel__header">
      <div>
        <h2></h2>
      </div>
      <div class="v-expansion-panel__header__icon"><i aria-hidden="true" class="v-icon material-icons theme--light"></i>
      </div>
    </div>
    <div class="v-expansion-panel__body" style="">
      <div class="v-card v-sheet theme--light">
        <div class="v-card__text py-0">
          <div class="post-with-image">
            <div class="app-text-with-ad">
              <p class="post-text">Hapishanedeki bir gardiyan Ömer’e kafayı takmıştır ve bunun sonuçları Ömer için pek
                iyi
                olmamaktadır. &nbsp;Ömer’in yüzünü çok kötü bir hale getiren bu gardiyandan Ömer çok çekmiştir. Daha
                sonra
                birgün hapishanede bir yangın çıkar ve Ömer’in yüzü yanar. Ramiz dayı ona yeni bir yüz ve yeni bir
                kişilik
                verir, Ezel ! Artık Ömer’in eski yüzünden eser yoktur, yüz nakli ile yeni bir yüze ve yeni bir kimliğe
                kavuşmuştur. Ancak Ömer artık ölmüştür, gerçekten ölmüştür çünkü herkes onu artık ölü bilmektedir. <img
                  src="https://s3.cloppe.com/cloppe/1a4dfea2-9d7b-be10-01d8-7848b2ae37ad.jpg"
                  style="display: block; max-width: 100%; padding: 5px 0;"> </p>
            </div>
          </div>
        </div>
      </div>
    </div>
  </li>
  <li tabindex="0" class="v-expansion-panel__container sub-content v-expansion-panel__container--active"
    aria-expanded="true">
    <div class="v-expansion-panel__header">
      <div>
        <h2></h2>
      </div>
      <div class="v-expansion-panel__header__icon"><i aria-hidden="true" class="v-icon material-icons theme--light"></i>
      </div>
    </div>
    <div class="v-expansion-panel__body" style="">
      <div class="v-card v-sheet theme--light">
        <div class="v-card__text py-0">
          <div class="post-with-image">
            <div class="app-text-with-ad">
              <p class="post-text">Ömer hapishaneden çıkınca kendini her alanda geliştirir, zengin olmak için çabalar,
                kumar oynar, gelişir. 2009 senesi geldiğinde intikam vakti de gelmiştir. Arkadaşlarının soygundaki
                paralarla kurduğu Kıbrıs’taki otele gider ve sanki başka biriymiş gibi onların arasına karışır. Eyşan’ı
                da
                kendisine aşık eder. İşte Ezel konusu, böyle buruk bir adamın yeniden dirilişini anlatıyor. Daha sonra
                Ezel ileriki sezonlarda Ramiz dayının düşmanlarıyla da kafa tutuşuyor. <img
                  src="https://s3.cloppe.com/cloppe/03320474-eabb-be95-779a-0c83bcfe77d1.jpg"
                  style="display: block; max-width: 100%; padding: 5px 0;"> </p>
            </div>
          </div>
        </div>
      </div>
    </div>
  </li>


</center>

Ezel

Tarih 1896. Sultan Abdülhamid'in saltanatının 20. yılıdır. Abdülhamid, içeride başta Jön Türkler olmak üzere çeşitli muhaliflerle, dışarıda ise başta İngiltere olmak üzere Avrupalı devletler ile mücadele etmektedir. Diğer yandan devletinin bir arada olmasını ve parçalanmasını önlemek için büyük çaba göstermekte, Filistin ve kutsal toprakları korumak için dış güçlere karşı mücadele vermektedir.


Payitaht Abdülhamid

Payitaht: Abdülhamid

Öğretmen, Med ve MF yapım imzalı, ilk bölümü 4 Mart 2020 tarihinde yayımlanan, yönetmen koltuğuna Koray Kerimoğlu'nun oturduğu, senaryosunu Merve Girgin'in kaleme aldığı Türk yapımı gençlik, psikolojik gerilim ve dram türündeki televizyon dizisi.[1] Japonya yapımı Mr. Hiiragi's Homeroom dizisinden uyarlanmıştır.

Ögretmen

Öğretmen

Metin, Ali ve Feyyza Özdemir kardeşler, dünyayı kurtaracak olan borla çalışan bir motor icat edeceklerdir. Bu motorun asıl mucidi babaları Tahsin Özdemir'dir. Fakat 13. bölümde babaları ölünce işleri iyice sarpa sarmıştır. Eda'dan hoşlanan Metin, 27. bölümde Eda'nın terketmesiyle Emrah ile bağlılığını güçlendirmiştir. 35'inci yani final bölümünde ise borla çalışan motor nihayet kullanıma geçmiştir.

Kardes Payi

Kardeş Payı

CM101MMXI Fundamentals, yapımcılığını CMYLMZ Fikirsanat'ın üstlendiği, yönetmenliğini Murat Dündar'ın yaptığı, Cem Yılmaz'ın 2011 yapımı tek kişilik gösterisi. Sinema gösterimlerine 3 Ocak 2013'te başlanmıştır.[2]

Gösterileri kapalı gişe oynayan CM101MMXI Fundamentals, sinema gösteriminin ilk 4 gününde 600.000'in üzerinde seyirci sayısına ulaşmıştır.[3]

CM101MMXI Fundamentals

Cem Yılmaz - Fundamentals

yeni bir internet dizisi. fragmanı yayınlandıktan kısa bir süre sonra youtube sayacı kilitlendi. şu sıralar 301 kişide takılı duruyor. fakat hakkaten komik bir şeye benziyor.

http://1kezban1mahmut.com/

ha bir de interaktifmiş. yani dizi devam ederken olacak şeyi izleyici seçebiliyor anladığım kadarıyla.

edit: buralar değerlendi. reklam alınır.
edit2: artık o bir sinema filmi 

1 Kezban 1 Mahmut

Dizide Kuyudibi Mahallesi'nde büyüyen, kardeş gibi olan Ecevit (Murat Yıldırım), Bilal (Sarp Akkaya), İbrahim (Güven Murat Akpınar) ve Zeki'nin (Tugay Mercan) çocukken yaptıkları masum bir hata sonucunda hapse girmelerini ve burada darp edilmelerinin, tecavüze uğramalarının ardından hayatlarının altüst oluşunu konu ediyor. Bu dört arkadaş, başlarına gelenleri unutacaklarına ve hatırlamamak adına bir daha birbirlerini görmeyeceklerine dair bir söz verirler. Ancak yıllar sonra içlerinden birinin suskunluğunu bozması ve ölmesiyle, bambaşka hayatlar yaşamakta olan bu dört eski arkadaştan kalan üç arkadaşı bir araya getirir. Bu üç delikanlı ve yanlarına aldıkları, çocuk çetelerinin vazgeçilmez elemanı Ahu'yla (Aslı Enver) birlikte geçmişte yaşadıklarının intikamını almaya karar verirler.

Game of Silence

Suskunlar

HİKAYE:
6 bin başvuru arasından seçilen Çok Güzel Hareketler 2’nin ekibi, yaklaşık iki yıl boyunca sahne, senaryo ve oyunculuk eğitimlerinden geçti. Birbirinden yetenekli 22 gençten oluşan yeni ekip, sadece oyunculukları ile değil, kendi yazdıkları skeçleri ile de izleyenleri kahkahaya boğacak.

Genel Sanat Yönetmenliğini Yılmaz Erdoğan’ın, yapımcılığını Necati Akpınar’ın, yönetmenliğini ise Özge Toprak’ın üstlendiği Çok Güzel Hareketler 2, Kanal D’de!

Çok Güzel Hareketler 2.Kusak

Çok Güzel Hareketler 2

Reşat Nuri Güntekin‘in aynı adlı ölümsüz eserinin en yeni uyarlamasıyla karşı karşıyayız: Çalıkuşu. Daha önce de iki defa televizyona uyarlanan ünlü romanın bir adet de film uyarlaması bulunmakta. Tims Productions yapımcılığında, Çağan Irmak (ilk iki bölüm) yönetmenliğinde, Kanal D ekranlarında tekrar hayata geçirilen hikâyenin başrollerinde bu kez Fahriye Evcen ve Burak Özçivit yer alıyor. Dizi hakkında daha fazla bilgilenmek isteyenleri yazının devamına bekliyoruz.

Çalikusu

Çalıkuşu

Ana karakterlerin tanımı
Ali Vefa (Taner Ölmez): Otizmli bir cerrahi asistan. Dahi, fakat insanlarla iletişim kurmakta güçlük çekiyor. Çocukluğunda, sevdiği bir tavşanı ve onu herkesten koruyan bir abisi vardı. Fakat babası tarafından evlatlıktan reddedildi. Kimsesiz kalan Ali, onu sahiplenen Adil Hoca sayesinde hayata tutundu. Abisine verdiği doktor olma sözünü de Adil Hoca sayesinde tuttu ve tıp fakültesini birincilikle bitirdi. Görev aldığı hastanede arkadaşlığı, kardeşliği ve aşkı tanıyacak. Dokunduğu her şeye, temas ettiği herkese iyilik getirecek; insanlara sadece sağlık değil, umut da verecek. Kendisi için bir aile bulacak ve içinde bulunduğu büyük özel hastane onun ailesi olacak.
Ferman Eryiğit (Onur Tuna): Hastanenin yıldızı olan bir cerrah. Adil Hoca tarafından yetiştirilmiş. Ferman, ukala, sade ve mesafeli görünmesine rağmen, kalbinin ne kadar yumuşak olduğunun görülmesini engelleyen bir sırrı vardır. Cerrahlıkta duygusallığa yer olmadığını bildiği için duygularını bastırır. Asistanlarına karşı takındığı sert tavır aslında onların iyiliği içindir. Herkes ona saygı duyar ve ondan biraz korkmaktadır. Başarılı bir kariyeri ve hastanenin sahibi olan Beliz adlı sevgilisi vardır. Ali'nin hastaneye kabulüne karşı çıkar, ancak gelecekte ne olacağını bilmemektedir.
Nazlı Gülengül (Sinem Ünsal); Cerrahi asistan. Ali'nin ilk ve en büyük aşkı. İletişimde çok rahat, hassas ve empati yeteneği çok yüksek; bu yüzden hastalara fazla bağlı. Nazlı, hastanenin en gelecek vadeden cerrahi asistanlarından biri. Bağımlılık onun en hassas konusudur ve buna toleransı yoktur. Ailesinde yaşadığı psikolojik travma nedeniyle, erkeklere güvenmekte zorlanır. Güzel, akıllı ve asil bir kız olmasına rağmen, neredeyse hiç ilişkisi olmadı çünkü hayal kırıklığına uğramaktan korktu ve hep kendini korudu. Ferman gibi yakışıklı ve başarılı bir cerrahı hayranlıkla takip ederken, kendisini ona sırılsıklam aşıkken buldu. Ona nasıl aşık olduğunu bile anlamadı, ancak Ferman'ın Beliz'le olan ilişkisini bildiğinden beri platonik olarak davranıyor.

A Miracle

Mucize Doktor

Tosun Pasa

Eski Türk Filmleri

<p><span style="font-size:11.0pt">Maraz Ali ve Adanalı iki can düşmanı...<br> Maraz Ali, polislikten atılma, gayri meşru bir para imparatorluğunun tek hakimidir. Büyük servetini kurduğu gizli bir çete vasıtasıyla hırsızlıktan elde etmiştir. İstanbul polisi Maraz Ali'den kuşkulanmakta ancak onun hiçbir açığını yakalayamamaktadır. Ali, arkasında hiçbir ipucu bırakmamak konusunda son derece dikkatlidir. İki hayatı vardır. Birisi oto yıkamacısı olarak sürdürdüğü son derece alçak gönüllü ve sıradan bir hayat, ötekisi ise müthiş bir malikanede servetinin çoğu nimetlerinden yararlandığı başka bir hayat… İki hayatını da birbirleriyle kesişmeden idare etmektedir.<br> <br> </span><span style="font-size:11.0pt">Ali'nin açığını yakalayabilecek tek insan ise Adanalı bir polistir. Lakabı da 'Adanalı' olan polis, Maraz Ali'nin çocukluğunu bilir; çünkü annesi, Maraz Ali'nin sütannesidir. Adanalı gözü kara, çalıştığı her yerde kendi kurallarını koyan, belaya balıklama atlayan bir komiserdir. Ali'yi en çok tanıyan emniyet mensubu olarak, onu yakalamak üzere İstanbul'a getirilir. Artık İstanbul'da bu iki zeki ve belalı düşman arasında nefes kesen bir kaçma kovalama başlamak üzeredir.<br> Bu müthiş av-avcı oyununa ABD'den yeni gelen ve yeni metodları İstanbul Emniyeti'nde uygulatmaya çalışan bir kadın polis (İdil) de dahil olacaktır. Maraz Ali, polis olduğunu anlamadan İdil'e aşık olacak, bu arada Adanalı'nın hiç bilmediği kızı bir gün çıkıp gelecek ve işler arap saçına dönecektir.<br> <strong><em><br> </em></strong></span></p>

Adanali

Adanalı

 1973 ler İstanbul Beyazıt Meydanı.. Esnafın meslekleri de, doğdukları memleketleri de, hatta bazılarının dinleri bile farklı... Ama aynı meydanı ev bilmiş, birbirlerini kardeş bellemiş, tek dertleri ekmek kavgası...

Kibar Nazif ile oğlu Mahir de mahallenin göz bebekleri.. Çünkü hayatlarını sadece kendilerinin saymamışlar, başkalarının dertleri dertleri, başkalarının mutlulukları mutlulukları olmuş.. Mahalledeki esnafın üç kuruşuna göz diken serserilere karşı yıllardır baba oğul omuz omuza duvar örmüş. Öyle ki İstanbul’un köşelerini tutmuş bütün beyler bilir ki Beyazıt Kibar Nazif ile Mahir’in evidir. Destursuz girilmez.

Mahir dünyanın en şanslı adamı sayar kendisini.. Çünkü Kibar Nazif gibi mert, yürekli bir adamdır babası. Çocukluğundan babasının anlattığı masallar sadece masal değildir onun için, hayat öğretisidir, kuraldır. “Adam gibi adam olacaksan korku salmayacaksın etrafına. İnsanlar için iyi şeyler yapacaksın..  insan nabzından anla. Yokluğu bil. Yoklukla yetiş. Var olduğunda da paylaşmasını bil. Hem de cebinde kalan son kuruşuna kadar.”

Babasının yürüdüğü yolu en doğru istikamet belirlemiştir. Babasından insanları çok sevmeyi öğrenmiş, ama adalet terazisini hep haklı ve ezilmiş yana olandan ağır tutmayı yeğlemiştir. Kibar Nazif yaşlandıkça kundura dükkanlarını da, sofradaki yerini de, mahalledeki itibarını da oğluna miras bırakmıştır. Mahir artık hem evin hem mahallenin direğidir. Mahalleli Mahir’i öz kardeşleri, abileri gibi sevmiş, bağırlarına basmışlardır. Kendilerinden akıllı ve güçlü tayin ettikleri için de onun ardından yürümeyi bile isteye kendileri seçmişlerdir.

Ama Mahir’in giderek insanlar tarafından daha çok sevilmesi İstanbul’un beylerini çok rahatsız etmektedir. Çünkü ulaşacakları zenginlik ve itibarın önünde Mahir bir kale gibi durmaktadır. Bu yüzden çok kez satın almaya çalışırlar, Mahir’in parayı pul saymasının önüne geçemezler. Kurşunla indirmeye çalışırlar, Mahir koca bir mahallenin duasıyla efsunlanmıştır. Kurşun bile işlemez. Ölümlerden döner ama yolundan dönmez Mahir. Bu yüzden de her geçen zaman ona olan sevgi saygıyı da hürmeti de yanında getirir. 

Mahir’in nişan günü gelmektedir. Sadece Kibar Nazif değil tüm mahalleli nişana heyecanla hazırlık yaparlar. Mahallenin en güzel kızı Ayten ile nişanlanacaktır Mahir. Ama güzelliğinden çok babasının sözü dolayısıyla evet demiştir bu evliliğe. Çünkü bilir ki “babası hiç yanılmaz”.. Kibar Nazif’e emanettir Ayten rahmetli anne babasından. Bu yüzden Kibar Nazif ister ki Ayten gelini olsun... Mahir aşk nedir tanımamıştır, ailedir onun için kutsal olan. Bu yüzden onlar için uygun görülene itiraz etmez.

Mahir ile mahalleli nişanla meşgulken, İstanbul Adliyesi’nde bir cinayet işlenir. Başsavcı Süleyman, yolsuzluklarını ortaya çıkardığı savcı Turgut tarafından öldürülür. Turgut bu zamana kadar yarattığı her türlü gücü elinden almakla tehdit eden başsavcıyı gözünü kırpmadan öldürmüştür. Hemen çocukluğundan beri tanıdığı, bu tip işlerde sağ kolu yaptığı Necdet’i arar. Birinin kendi yerine bu cinayeti üstlenmesi gerekmektedir. Ama Turgut şunu bilir. Bir memuru makamında öldürmenin cezası idamdır! Necdet darağacına kimsenin gönüllü gitmeyeceğini bilir. Bu yüzden bir taşla iki kuş vurmak ister. Beyazıt halkının göz bebeği Mahir’i darağacına göndermeye karar verir. Böylece Mahir’in gölgesi meydandan kalkınca, Necdet’in buralarda nam salması, çok istediği gazinonun patronu olması çocuk oyuncağı olacaktır. Çünkü Necdet şunu bilir, desteyi tutan ipi kestin mi, deste dağılır. Mahir olmadı mı Beyazıt esnafı avlanmaya hazır kekliklerdir.

Plan işlemeye başlar. Mahir’i nişanından alıp götürmeye polis gelir. Suç üstü yapılacak, Mahir başsavcıyı o an öldürmüş gibi zapt edilecektir. Ama hesaplamadıkları bir şey olur nişanında oğlunu adliyeye göndermek istemeyen  Kibar Nazif davete iştirak eder. Başsavcının odasına girmesiyle katil diye fişlenmesi kısacık bir ana sığar. Nazif ne olduğunu anlamdan elinde cinayet aleti, alnında katil yaftası kendisini hapishanede bulur. Nazif’in ilk girişi değildir mahpusluk damına. Ama işlemediği bir suç yüzünden üzerine demir parmaklıkların kapatılması ilktir.

Mahir deliye döner. Babasını bu işe sokanları bulmak için iğne deliğine bile  girer. Köstebeklerin yuvasını deşer, her taşın altını darmaduman eder. Ama sadece sessizlik bulur. Mahir bu zamana kadar hiç kaçak güreşmemiş, bütün kavgalarda en önde kendinden emin yer almıştır. Ama bu sefer ki hasmı kendini gizlemiştir. Mahir şunu anlar ki bu gizi çözmeden babasını kurtarmasına imkan yok. Bütün düğümde adliyede çözülüyordur. Öyle ki bu kadar önemli bir davayı gencecik bir kadın hakime vermişlerdir. Hakim de daha ilk duruşmada dosya için gizlilik kararı verdirmiştir. Bu demektir ki soruşturmada neler olduğundan Nazif’in avukatının bile haberi olamayacaktır. Mahir’in gözünden bu kadında bu oyunun bir parçasıdır. Mahir’in oyunu bozmak için adliyeye girip bu kadının yanında olması gerekmektedir. Kadim aile dostları avukat Erdal sayesinde, adliyeye stajyer hakim olarak girer. Mahir babasından öğrendiği adaletin bu dünyada satılık olduğunu yine yaşayarak öğrenir.

Feride hakim İstanbul Adliyesindeki en zeki en güzel ve aslında işini en seven hakimdir. Ama Feride bu zamana kadar Milletvekili babası, Kurtuluş gazisi dedesi tarafından hep korunaklı bir hayat sürmüştür. Yıllarca memleketin  her köşesinde çalışmış olsa da bu korunaklı dünyasının kapısını hiç aralamamıştır. Tek bildiği doğru vardır o da hukuk kitaplarında yazanlar. Kanun maddelerini içselleştirdikçe çoğu zaman sokaktan, insanlardan ve vicdandan uzaklaştığını fark etmemiştir. Kararlarını verirken vicdanını değil kanunları dinlemiştir sadece. Başsavcının dosyası ona verildiğinde de tek desturu bu olacaktır. Gerçek katilin yanı başındaki çalışma arkadaşı, bu davaya da bakan savcı Turgut olduğunu bilmeyerek, Kibar Nazif’i bir an önce idam etmek derdine düşecektir. Çünkü görünen bütün deliller Nazif’i işaret etmektedir. Feride de henüz bakmakla görmek arasındaki farkı bilmemektedir. Bunu, hayatındaki bütün dersleri, vicdanı ve de sokağı ona Mahir öğretecektir.  

Mahir Feride’nin yanında stajyer avukatlık yapmaya başlar. Niyeti bir kaç günde kilitlenmiş dosyaya ulaşmak, bütün satılık adamları öğrenip ipliklerini pazara çıkarmaktır. Ama Mahir’in planları düşündüğü gibi ilerlemez. Babasının idam kalemini kıracak olan hakim Feride’yle mesaisi uzar. Dosyaya bir türlü ulaşamaz.Dosyadan uzaklaştıkça Feride’ye yakınlaşır.

Mahir babası için ölmeye bile hazır bir oğuldur. Babasının hayatını kendininkinden kutsal sayıp tek emeli onu kurtarmak olacaktır. Bu yola girdiğinde de önündeki engeller giderek büyüyecek, başta savcı Turgut olmak üzere, İstanbul’un bütün beyleri Mahir’i ortadan kaldırmaya ant içeceklerdir. Ama Mahir gücünü adaletten ve babasına duyduğu sevgiden aldığı için onu yıkmak hiç de kolay değildir. Mahir’i ezmeye çalıştıklarında o daha da büyüyecek, öyle ki kendisi gibi mağdurlara kol kanat bile gerecektir. Küçük bir mahallenin delikanlısıyken girdiği bu yolda onu kahraman sayan çok daha fazla insan etrafına toplanacaktır. Mahir giderek güçlenirken tek zaafı kalbi Feride’ye olan aşkı kalacaktır. Babasının hayatı aşık olduğu kadının iki dudağının arasındadır.

Karadayi

Karadayı

Ahmet, Murat ve Sadi film çekme hayalleri kuran, ve parayı toplamak için 'Meslek Hikayeleri' adlı belgesel-programda sunuculuk yapan üç aktördür. amaçları bu programdan para topladıktan sonra gişe rekorları kıracak bir film çekebileceklerdir fakat çektikleri porgram yayınlanmayınca daha iyi bir bölüm çekmek için kolları sıvarlar. Ahmet, başrol oynadığı günlerin özlemini çekmekte, mazideki başarılarının göz ardı edilmesinden şikayet etmektedir. Kendisinin artık tanınmadığını düşünmekte ve bu yüzden herkese sitem etmektedir. Murat, mesleğinin gereklerini yapmaya çalışırken , kendisini terketmiş olan eski sevgilisiyle beraber çalışmanın zorluklarını yaşamaktadır. Sadi, gümrük memurluğunu oyuncu olmak için bırakmış, para dertleri ve ailevi sorunlarla uğraşmaktadır. Figüranlık yaptığı dizisinden başka gelir kaynağı olmayan Sadi için 'Meslek Hikayeleri'nin yayınlanması ve ücretlerini almaları çok önemlidir. Bu sıra da programın Yapımcısı ve yapım ekibi işleri kolaylaştırmamakta güçleştirmektedir.

Isler Güçler

İşler Güçler

Cennet Mahallesi İstanbul'un kenar semtlerinden biridir. Dans, müzik, aşkların bol olduğu bir yerdir burası. En güzel kızlar, en afili delikanlılar, en hoş sohbet duygulu insanlar burada yaşar. Bu mahallenin gülü güzeller güzeli dansöz Sultan ile yanık sesli kemancı Ferhat birbirlerine deliler gibi aşıktır ama iki taraf aileleri arasında 4 göbek önceden başlayan düşmanlık bu iki sevgilinin aşkına mani olmaktadır. Sultan'ın anası bohçacı Pembe ile Ferhat'ın babası zurnacı Yunus da yıllar önce birbirlerine büyük sevda ile bağlanmışlar; ama bu düşmanlık onların da mutluluğunu bozmuştur. Fakat 100. bölümde Ferhat ve Sultan evlenmiştir. Sultan ise tahminen 110. bölümde hamile kalıp 112. bölümde kızı Papatya'yı bankada doğurmuştur. 119. bölümde Ferhat alkollüyken Sultan'ı aldatır ve Ferhat Almanya'ya gider

Cennet mahallesi

Cennet Mahallesi

Kuzey- Güney iki kardeşin hayatta var olabilmek için verdikleri zorlu mücadelenin hikayesi..

Yolları ayrı…

Hedefleri farklı …

Hedeflerine  ulaşmak için izledikleri yöntemleri farklı…

Zıt karakterlere sahip iki erkek kardeşin tek ortak noktaları, aşkları Cemre..

Kuzey (Kıvanç Tatlıtuğ) deli dolu, isyankar, öfkesini kontrol etmekte güçlük çeken  tam anlamıyla “deli kanlı”, gözü kara, haksızlığa tahammülü yok, sabırsız..Sözün yetmediği yerde,  yumruklarıyla konuşuyor. Bu yüzden küçüklüğünden beri başı dertten kurtulmuyor bir türlü..

Ağabeyi Güney (Buğra Gülsoy) ise tam tersine sakin, sabırlı, düşünmeden adımını atmayan, çalışkan bir genç..

Her ne kadar davranış biçimleri ve karakterleri farklı olsa da Kuzey ve Güney önceleri, anlaşan birbiriyle iyi geçinen iki kardeş.. Güney, babasının kabullendiği bu dar dünyanın dışına çıkmak zengin bir hayat sürmek için hırsla çalışıp, iyi bir üniversiteye  girmeye çalışırken , en büyük hayali asker olmak olan Kuzey askeri akademiye girmenin hayallerini kuruyor.

Cemre’nin  (Öykü Karayel) kuaför olan annesi Gülten  (Zerrin Tekindor) ile birlikte mahalleye taşınmasıyla iki kardeşin hayatını alt üst edecek olaylar başlıyor.Güney’in üniversite sınavına gireceği günün öncesinde, Cemre’ye aşkını söylemeye hazırlanan Kuzey, Cemre’nin seçimini öğrenir.O gece yaşananlar iki kardeşin yollarının tamamen ayrılmasına neden olur..

Güney  üniversiteyi kazanır, önünde yeni ufuklar açılırken, Kuzey tam dört yılını hapishane duvarları arasında geçirmek zorunda kalır.Cezaevinde yaşadıklarının derin izlerini taşıyarak serbest kalan Kuzey geri döndüğünde, hiç kimse bıraktığı yerde değildir artık.

Güney ve Cemre evlilik planları yapmakta, Güney   zengin olma yolunda adımlar atmaktadır. Okuldan arta kalan zamanlarında bir golf kulübünde çalışırken  kendince önemli insanlarla iletişim kurmaya başlamıştır bile.. Okul arkadaşı Banu (Bade İşçil) Güney’den çok hoşlanmaktadır. Banu zengin bir iş adamının kızıdır.. 

İkisinin arkadaşlığı Cemre’yi huzursuz etse de,  başlarda Banu’yu kendisi için tehlike olarak görmez.. Kuzey’in hapishane günleri bitip de aralarına dönmesiyle, yolunda gittiğini sandıkları her şey değişir..

Ailenin büyük bir sırrı, Güney’in hayatı boyunca taşıyacağı büyük bir yükü vardır..

İki kardeşi birbirlerinden daha uzağa atan bu sır  aynı zamanda onları birbirlerinden ayrılmaz kılan tek neden olarak, hayat mücadelelerinde önlerine çıkacak en büyük engeldir..  

Kuzey Güney

Ölesiye aşık olan iki genç; Orhan ile Leyla'nın araya giren yirmi yılını ve sonrasında yaşanacakları konu alan dizinin başrollerini Gürkan Uygun, Ayça Varlıer ve Necip Memili paylaşıyor. Sürükleyici bir aşk hikâyesini anlatacak olan Kehribar'ın yapımcılığını Süreç Film Ali Gündoğdu, yönetmenliğini Yıldız Hülya Bilban, senaryosunu ise Sinan Tuzcu ve Ali Aydın'ın üstleniyor.
Sessiz, sakin, kendi deminde yaşayıp giden Orhan Yarımcalı'nın, Almanya'dan yirmi yıl sonra memleketine dönüşünü, çektiği hasretlik, sevdiklerinden uzak kalmasına sebep kin ve bitmeyen öfkenin hikâyesi Kehribar… Nam-ı diğer "Yarımcalı Orhan"ın Türkiye'nin en meşhur kabadayılarından biri olma hikayesi. İlk ve tek aşkı Leyla'dan ayrı yaşadığı yirmi yıl boyunca, kendi içine kapanıp, bir gün içinde ki yalnızlıktan geri dönüşünün hikâyesi Kehribar. Çok yakında izleyici ile buluşmaya hazırlanan dizide ayrıca Özge Özder, Aslıhan Güner, Nazmi Kırık, Fırat Altınmeşe, Yağmur Aydan, Aslıhan Güner, Umut Karadağ, Ahmet Uz, Sibel Taşçıoğlu ve daha birçok ünlü oyuncu yer alıyor.

Kehribar

Dizinin konusu her sezon değişmektedir. Dizi iki sezon oynamaktadır. Birinci sezonda yukarıdaki konular işlenmiştir (birinci sezon 1-40 bölümden meydana gelmiştir). İkinci sezonda ise masa lideri olarak Hızır Çakırbeyli karşımıza çıkıyor. Hızır Çakırbeyli masa lideri olduktan sonra derin devlet işleri ile uğraşmak durumunda kalıyor. İkinci sezon 41, bölümde başlamaktadır. Hala devam eden dizi oldukça büyük reyting almaktadır. Eşkıya dünyaya hükümdar olmaz konusu bu şekilde oluşmaktadır.



Eskiya Dünyaya Hükümdar Olmaz

Eşkıya Dünyaya Hükümdar Olmaz

Azeri asıllı olan Cazibe Abbasova, Türkiye`de çalışma izni almak için kağıt üzerinde bir Türk vatandaşı ile evlenmeye karar verir. Bu tarz işlere el altından aracılık eden Gül Hanım vasıtası ile bir süredir ekonomik sıkıntı yaşayan Kemal’e ulaşır. Üç yıl evli kalmaları hiçbir şekilde boşanmamaları gerekmekte ve bu üç yıl gerçek bir evlilik olduğuna denetçileri inandırmak zorundadırlar. İthalat şirketinde çalışan, zor günler yaşayan ve yüklü bir para alacağı için bu nikahı kabul eden, nikaha kadar evleneceği kişiyi bile görmeyen Kemal, Cazibe’yi ilk kez nikah salonunda görür. Ama kişilikleri farklı olduğu için daha ilk dakikada kavga etmeye başlarlar. Kemal “Ben bununla evlenmem” deyip çekip gidecekken bu işe aracı olan kişi Kemal`i kolundan tutup ikna eder. Cazibe o turma iznini alır almaz Kemal`le boşanacak, nikah kıyıldıktan sonra herkes kendi hayatına dönecektir. Her şey konuşulup anlaşılmışken karşı komşuları olan psikopat, yabancılar şube komiseri Peker Pekmez’e bu çifti izleme ve rapor hazırlama görevi verilir. Kendilerinin denetleneceğini anlayan çakma evliler çareyi bir süre birlikte aynı evde yaşamakta bulurlar. Böylece Peker Pekmez evli olduklarına inanacak. Sonra bir bahane ile çift ayrılacaktır.

Yahsi cazibe

Yahşi Cazibe

Kendini bildi bileli avcıydı. Ama bir gün ürkek bir tavşana av oldu. Hayatta en büyük silahı zekâsı olan bir beyin cerrahı; küçümsediği karısı ve karısının yakınları tarafından beş yıldır kandırıldığını öğrendiğinde büyük bir sessizliğe gömülür. Bu; fırtına öncesi sessizliktir. 

Yeter

Uzayda Dünya'dan çok uzak bir gezegen olan Ütopya'da iyilik ve kötülük arasında büyük bir mücadele vardır. Selena'nın görevi insanlara iyilik yapmak ve yaptırmak, Hades'in görevi ise insanlara kötülük yapmak ve yaptırmaktır. Ütopya gezegeninde iyilik ve kötülüğün mücadelesinde kötülüğün temsilcisi Hades iyiliğin temsilcisi Selena'yı yenilgiye uğratarak haftanın birincisi seçilir.

Yüce Honos tarafından iyilik veya kötülüğün sayısına göre haftanın birincisine bir ödül yenilene de bir ceza verilmektedir. Selena'da ceza olarak Hades tarafından bir kalemin içine hapsedilir.Daha sonra kalemin içinde Ütopya gezegeninden Dünya gezegenine yollanır.

Kalem Selin Aykar, Leyla Aykar ve Nazlı Aykar adlı üç kızkardeşin Ayvalık'taki evlerinin bahçesine düşer. Selena'nın kalemin içinden çıkması için Selin, Leyla ve Nazlı adlı üç kızkardeşin ele ele tutuşup 3 kez adını söylemeleri gerekmektedir. Ama kızlar Selena'nın hapsolduğu kalemin farkında değildirler.

Kızların annesi Gülçin Aykar evlerinin bahçesinde dolaşırken Selena'nın hapsolduğu kalemi bulur. Selena kalemin içinden çıkmak için yardım ister. Kızların annesi Gülçin Aykar ve babası Gökhan Aykar Selena'ya yardım etmeye karar verirler. Annesi ve babası Selena'ya yardım etmek için kalemle kızların okuluna doğru giderken Hades tarafından engellenirler. İkisi de trafik kazasında ölürler.

Ailesinden geriye kızlara birkaç parça eşya ve kalem kalır. Selena kızlara kalemin içinden kendisini çıkarmaları için bir işaret yollar. Bunun üzerine Selin Leyla ve Nazlı el el tutuşarak 3 kez Selena'nın adını söyleyerek onu kalemin içinden çıkarırlar. Bunun üzerine Selena bu üç kız kardeşi özel kızlar kılar ve onlara özel güçler verir.

Selin hayvanlarla konuşma yeteneği, Leyla eşyaları hareket ettirme yeteneği kazanır. Nazlı ise hızlı koşabilme yeteneği kazanır. Bu güçler kızların yaşlarıyla sınırlıdır. İyilerin ve kötülerin amansız mücadelesi arasında kalan bu üç kız aynı zamanda kendi yaşamlarındaki zorluklarla da başa çıkmak zorunda kalırlar. Her zaman yardımlarına koşan ise Selena'dır. Zor durumda kaldıklarında el ele tutuşup 3 kez Selena'nın adını söylemeleri yeterlidir. Ayrıca Selena'nın en büyük düşmanı Hades'tir.

Selin, Leyla ve Nazlı'nın Ekrem Aykar adlı amcalarından başka akrabaları yoktur. Bu üç kız yetim ve öksüz olduğu için İstanbul'daki amcalarının yanında kalmaya başlarlar. Fakat yengeleri Aslı Aykar ve önceki evliliğinden olma kızı Kıvılcım Aykar bu duruma ne kadar karşı çıksalar ve onları istemeseler de Selin, Leyla ve Nazlı o evde kalmaya devam ederler. Kızlar Kıvılcım'ın okulu Fitnat Kolej'e başlarlar. Kıvılcım ve arkadaşları İremsu ve Dilara daha okulun ilk gününden itibaren Selin, Leyla ve Nazlı'yı okuldan attırmak için uğraşmaya başlarlar.

Öte yandan Selena kızların okuluna geldiğinde Burak Kocataş adlı Türkçe öğretmeni ile tanışırlar ve birbirlerine aşık olurlar. Selin ise sınıf arkadaşı Ozan'a aşık olur ve çıkmaya başlarlar ve bu durum Kıvılcım'ın hiç hoşuna gitmez ve onları ayırmaya çalışır. Aslı ve Kıvılcım kızları ne kadar evden atmak istese de kızlar hep işin içinden çıkarlar ve evde kalmaya devam ederler. Akatlar Kültür Merkezi'nde yapılan Jetix Çocuk Ödülleri ödül töreninde Selena En Sevilen Yerli Televizyon Dizisi seçilmiştir.

SeLeNa adı Selin'in "Se"si, Leyla'nın "Le"si ve Nazlı'nın "Na"sı ile oluşmuştur ve kendisini kötülerin düşmanı iyiliklerin anası olarak tanımlamıştır.

Selena

Aslı, artık 30'una dayanmıştır ve Aslı'nın annesi İffet onu evlendirmeye çalışmaktadır ama Aslı annesinin adaylarını beğenmemektedir. Aslı'nın en büyük taliplisi ise aile dostlarının çocuğu Tacettin'dir ve kendisini birkaç kız isteme denemelerinden sonra Aslı'nın sözlüsü sanmaktadır. Aslı da yeni genel müdürleri Cem'e aşıktır ve de aşkı karşılıksız değildir. Volkan da şöhret olmanın yollarını aramakta ve bunun için en yakın arkadaşı Sertaç'ın projelerini değerlendirmektedir. Aynı zamanda da Aslı'nın ofisine patron kızı olarak giren Selin'i tavlamaya çalışmaktadır. Volkan'nın maço tavırlarını çok beğenen Yaprak da Volkan'a aşık olmuştur. Yaprak'ın Volkan'a yakınlaşmasını kıskanan Selin de günden güne Volkan'a yakınlaşmaktadır. Sütçüoğlu ailesinin annesi ve babası İffet ile Tahsin de bu iki gelin adayından da hoşnut değildir. Dizinin sezon finaline doğru kendisini Aslı'nın sözlüsü sanan Tacettin, Cem'e "Ben Aslı'nın sözlüsüyüm." demiş ve şok geçiren Cem de Amerika'ya gidip orada eski sevgilisine evlenme teklif etmiştir. Amerika'dan dönünce de Avrupa Yakası dergisi editörü Fatoş, Cem'e Aslı'nın ondan hoşlandığını söyler. Cem de Amerika'da olanları anlatır. Cem'in nişanlısı Victoria, Amerika'dan Türkiye'ye dönünce Aslı'yla aralarında bir çekişme başlar. Dizinin sezon finalinde ise Sütçüoğlu ailesi tatile giderken Cem, Aslı'yı evin kapısında yakalayıp aşkını ilan eder.

Avrupa Yakasi

Avrupa Yakası

Dizide aşkı için öldürmeyi göze almış "Yılmaz" ile sevgilisi yaşasın diye kendini bir evliliğe hapseden "Züleyha"nın hikayesi anlatılıyor. Ama bu hikayede sadece ayrı düşen iki sevgili yok! Ailesinin görkemli geçmişini ve biricik oğlunu korumak için kanatlarını açmış bir "Hünkar"ın savaşı da var; aşık olduğu kadını tutsak etmeyi göze alan "Demir" de!Ve elbette sınırsız aşkların coğrafyasında, geçmişten bugüne uzanan hesaplaşmalar, paylaşılamayan

Bir Zamanlar Çukurova

Dizinin konusu Kanuni Sultan Süleyman ve Osmanlı İmparatorluğu tarihine damga vuran Hürrem Sultan etrafında kurgulanmıştır. Dizi, henüz şehzade olan Süleyman'ın, babası Yavuz Sultan Selim'in ölümü üzerine tahta geçmesi ve bu zamanlarda saray haremine cariye olarak getirilen Hürrem Sultan ile birbirlerine aşık olmalarıyla başlar. Hürrem Sultan'ın intikam için başladığı iktidar oyununa, Valide Sultan, Pargalı İbrahim Paşa ve Şehzade Mustafa'nın annesi Mahidevran Sultan en büyük engel olur. Aşkı ile devleti arasında kalan Kanuni Sultan Süleyman ve oğulları için iktidar mücadelesine giren Hürrem Sultan ekranlara yansıtılmıştır.

Magnificent Century

Muhteşem Yüzyıl

Polis Akademisi'nde okuyan Sarp ve Mert, kardeş olduklarından habersiz birbirlerine rakip olurlar. Sarp, Kaçakçılık ve Organize Suçlar Şube Müdürü Yusuf tarafından Polis Akademisi'nden mezun olmasına bir hafta kala polislikten atılır. Mezuniyet günü Yusuf'a silah çeken Sarp böylece daha önce hiç bilmediği yepyeni bir hayata adım atar. Bu yeni ve karanlık dünyada Sarp'ın en yakın düşmanı ise Akademi'nin diğer göz bebeği Mert'dir.

Içerde

İçerde

Kadir Adalı karısı ve kızını bir terör eyleminde kaybetmiştir. Olanlar yüzünden büyük bir suçluluk duymaktadır ve çok acı çekmektedir. İntihar etmeye karar verir. Hayatına bir araba kazasıyla son vermek isteyen Kadir, farkında olmadan bu kaza ile hayatının bütün akışını değiştirecektir. 

Kadir’in ölmeyi planlandığı kazaya 4 araba karışır. 4 araba, 4 hayat, 4 insan. Kadir, Zeynep, Kerem ve Cemre. Bu kazadan sonra kader onları bir daha asla birbirlerinden ayırmayacaktır. Kadir’in de dediği gibi: Çarpışan biz değildik, kaderlerimizdi! 

Yaşadığı travma nedeniyle ruhen ağır yaralı olan Kadir’i yetimhanedende tanıdığı Zeynep iyileştirecektir ve geçmişte olduğu gibi yeniden ona aşık olacaktır. Zeynep, elinden zorla alınan kızı Aylin’e, Kadir sayesinde kavuşacaktır. 

Kerem ve Cemre ise büyük bir sırla birbirlerine bağlanmış iki gençtir. Cemre güçlü bir avukatlık şirketinin genç varisidir. Kerem, hiçbir 

şeyi olmayan, hapisten yeni çıkmış ve başına daha büyük bela açmış bir gençtir; üstelik bu yeni belanın merkezinde Cemre vardır. 

Çarpisma

Çarpışma

Aşkın ve nefretin, dostluğun ve düşmanlığın, iyiliğin ve kötülüğün en uçlarda yaşandığı bir hikaye...
Poyraz, dibi görmüş bir adam. Hayatta sevdiği, değer verdiği her şeyi ailesini, mesleğini, karısını ve oğlunu kaybetmiş. Bütün bu dertlerle dalga geçerek ayakta kalmış. Canından çok sevdiği oğlunu, kayınpederi Ünsal’dan almak için çaresizlik içinde düşünürken, oğlunu almak için eski amiri Mümtaz, ona bir teklif yapar. Bahri Umman adlı bir mafya babasının yanına girecek ve ona bilgi sağlayacaktır. Çaresiz kalan Poyraz, bu teklifi kabul etmek zorunda kalır. Bu arada Ayşegül diye bir kızla tanışmıştır. Poyraz, kendi başını belaya sokma konusunda uzman olduğundan, Ayşegül’ü de her belanın içine katmayı başarır. İkili, ilk andan itibaren birbirlerinden hoşlanmışlardır. Ne var ki bu iki yaralı, yorgun ve yalnız insan için aşk imkansız gibi görünmektedir. Çünkü Ayşegül, Poyraz’ın patronu Bahri Umman’ın kızıdır ve üstelik Poyraz bu gerçeği Ayşegül’den saklamak zorundadır.

Poyraz Karayel

İstanbul gecelerinin iflah olmaz çapkınlarından olan KERTENKELE aslında zekası ve sıra dışı yetenekleri sayesinde bir türlü ele geçirilemeyen profesyonel bir hırsızdır. Mesleki hayatını takıntılı bir şekilde Kertenkele'yi yakalamaya adayan komiser Ünsal'ın tüm çabalarına rağmen Kertenkele izini kaybettirmenin bir yolunu hep bulmuştur. Ta ki boş sanarak kaldığı villada evin sahibi mafya patronu Deli Kenan ile karşılaştığı güne kadar... Sevgilisinin ihaneti nedeniyle

Kertenkele

Adanalı olan Ramo ve ailesi, uzun yıllar pamuk tüccarlarına ırgatlık yapmıştır. Şimdiyse Çukurova'nın tamamına hâkim olan bir ailenin gayrimeşru işlerini yapmak zorundadır. Ramo ve ailesi, Adana'da yoksul, belalı ve bir o kadar eğlenceli olan bir mahallede kendi kuralları, kendi yasaları ile yaşarlar.

Cesareti ve zekâsıyla işlerin yürümesini sağlayan kişi ise Ramo'dur. Gözükara bir delikanlı olan Ramo, ailesinin hak ettiği insanca muameleyi görmesi için, ne pahasına olursa olsun bu adaletsizliğe son vermeye karar verir.Ramo, çalıştıkları aileye karşı isyan etmek niyetindedir. Ancak aile meclisi buna izin vermez. Fakat Ramo ailesine rağmen harekete geçer. Ve isyan ateşinin ilk fitilini yakar. Bu yolda Ramo'yu en çok zorlayan şey patronunun kızı Sibel'dir…

Birbirlerine duydukları aşkı bastırmak ikisi için de zorlaşmaktadır zira. Ramo tüm aksiliklere rağmen hedefine doğru adım adım ilerlerken, en yakın arkaşı Boz'un yaptığı bir hata tüm planlarını alt üst eder. Can dostunun yaptığı hata yüzünden, Ramo hayatının en zor kararıyla karşı karşıyla kalacaktır…

Ramo

Yapımını Pana Film'in yapımcılığını Necati Şaşmaz'ın üstlendiği, yönetmen koltuğuna Gökhan Erkut'un oturduğu Nöbet dizisi geçtiğimiz hafta ilk bölümü ile ekranlara geldi. Her Türk evladı asker doğar. Bazıları hem asker, hem kahraman… Bu milletin, bu ülkenin bekası için gece gündüz çalışırlar. Yeri gelir ölüme bile kafa tutarlar. Biz onlara “Kahraman” deriz. Onlar bize haykırarak cevap verir: Vatan sağ olsun!

Nöbet

Tolgshow

Özel Kuvvetler Komutanlığı’nda üsteğmen olarak görev yapan bir askerin nişanlısı, teröristler tarafından haince öldürülür. Üsteğmen bu olaydan sonra bütün teröristlerden nişanlısının öcünü alma kararı verir. Bu intikam ateşi ile yeni bir özel kuvvetler birliği kurulur ve bu kurulan tim anti terör timidir. Timin içinde konusunda en iyi askerler var ve bu timin başında nişanlısı öldürülen üsteğmen Yavuz yer alır.



SÖZ DİZİSİ OYUNCULARI KİMLERDİR?

Kıdemli Üsteğmen Yavuz Karasu (Tolga Sarıtaş)

Savcı Derya (Deniz Baysal(

Yarbay Erdem Kaçmaz (Nihat Altınkaya)

Eylem Mercier (Meriç Aral)

Dragan Ratkoviç (Sarp Akkaya)

Üstçavuş Fethi Kulaksız (Burak Sevinç)

Üstçavuş Mücahit Serdengeçti (Görkem Sevindik)


Üsteğmen Yavuz Karasu

Başçavuş Ateş Acar (Eren Vurdem)

Uzman Çavuş Feyzullah Altıparmak (Aytaç Şaşmaz)

Aşık (Doğukan Polat)

Atsız Karaduman (Mine Çayıroğlu)

Melisa (Ece Çeşmioğlu)

Güler Korkmaz (Nil Günal)

Nazlı Korkmaz (İlayda Ildır)

Söz

Aynı gün, aynı hastanede dünyaya gelen iki bebek, yatak sayısının azlığından dolayı yan yana yatırılırlar. Ailelerinin "doğar doğmaz birbirlerini buldular" sözü üzerine beşik kertmesi yapılan bebekler, isimlerini de efsane aşıklar Leylâ ve Mecnun'dan alırlar.

Aradan 25 yıl geçer. Bir sabah ailesi Mecnun'a durumu anlatır ve Leyla'yı istemeye giderler. Mecnun başta bu durumdan rahatsızlık duysa da Leyla'yı görür görmez aşık olur. Onu etkilemek için ne yapacağını bilemeyen Mecnun, bir gece rüyasında aksakallı dedeyi görür. Aksakallı dedenin rüyalarından çıkıp Mecnun'la beraber yaşamaya başlamasıyla da işler karışır. Mecnun Leylayı bir trafik kazasında kaybeder. Bu durumu kabullenemeyen Mecnun 1 yıl kimseyle konuşmaz. Daha sonra Leyla'nın organlarının bağışlandığını öğrenir. Bunun peşine düşen Mecnun Leyla'nın kalbini alan Şirin ve ciğerini alan Sedef ile tanışır. Bir yanda kültürlü ve bilgili Şirin diğer yanda kuryelik yapan ve kendi gibi olan Sedef vardır. Mecnun ikisi arasında gidip gelir ancak ikisiyle de mutlu olamaz. Sedef ve Şirin mahalleyi terk eder. Leyla'sının peşinde çöllere düşen Mecnun daha sonra babasının eski bir arkadaşı olan Ömer'in kızı Leyla'ya aşık olur.

Leyla and Mecnun

Leyla İle Mecnun

Emekli bir adliye memuru olan Agâh Beyoğlu, İstanbul’un en kalabalık ve hareketli semti Beyoğlu’nda yalnız ve münzevi bir yaşam sürdürmektedir. Kızı yurtdışında yaşamakta, eşi ise yıllar önce vefat etmiştir. 

Agâh’ın bu tekdüze yaşantısı, kendisine konan Alzheimer Başlangıcı teşhisiyle altüst olur. Hastalığından ötürü er geç bütün anılarını unutacaktır. Bu gerçek karşısında başta bocalasa da Agâh, unutmanın bir fırsat olduğunu fark eder. Yıllardır planladığı ancak sürekli ertelediği bir cinayeti işlemek için bir fırsat! Nasıl olsa işleyeceği bu suçu gelecekte hatırlamayacak, hatırlamayacağı için de vicdan azabı çekmeyecektir.  

Bunun yanında cinayet büro amirliğindeki tek kadın polis olan Nevra, üzerindeki baskılar yüzünden istifanın eşiğine gelmiştir. Ancak Agâh’ın aldığı cinayet kararı, Nevra’nın hayatını da tamamen değiştirecektir.

Şahsiyet

İdealist bir ekonomi profesörü olan İrfan’ın hayatı, haksız yere işten atılması ve 7 yaşındaki oğlu Deniz’in hastalanmasıyla alt üst olur. Kapılar birer birer yüzüne kapanırken karısı Eda’nın çocukluk arkadaşları Egemen’den yardım istemesiyle İrfan kendisini hayal bile edemeyeceği karanlık bir maceranın içinde bulur. 

Evlenmek üzereyken ayrıldığı büyük aşkı İlay’ın tehlikeli iş adamı Süleyman’ın sevgilisi olarak ortaya çıkmasıyla birlikte, İrfan bu macerada aşması gereken birçok sınavla karşı karşıya kalacaktır. Bu macerada karşısına çıkan idealist genç kız Ayşe, onun kurtarıcısı olabilecek mi?

Babil

Koçovalılar’ın düşmanları bitmiyor! Çağatay Erdenet’ten koltuğu devralan kardeşi Arık Böke’nin mahalleye gelip Yamaç Koçovalı’nın karşısına çıkması yepyeni bir fırtınanın başlangıcı oldu. Koçovalılar ile Erdenetler arasındaki mücadele çok daha çetinleşirken Çukur'un dördüncü sezonunda büyük merakla beklenen Cengiz Erdenet’in ipleri eline alması oyunun kurallarını tamamen değiştirecek.

Çukur

İzleyici ile buluşmak için gün sayan ‘Seni Çok Bekledim’ senaryosuyla olduğu kadar, oyuncu kadrosu ile de adından söz ettirecek! Sürükleyici hikayesi ve zengin oyuncu kadrosuyla ‘Seni Çok Bekledim’ yakında başlayacak...

Seni Çok Bekledim

Perihan Emgen (Demet Akbağ); kızı, torunları ve çok sevmese de kızı için katlandığı damadı ile yıllar içinde kelimenin tam anlamıyla tırnakları ile kazıyarak kurduğu rahat, konforlu ve iktidarlı bir hayat sürmektedir. Bir gece karakoldan gelen telefon ile hepsinin hayatı sonsuza dek değişecektir! Kızı Berna’nın cesedi bulunmuştur!  

Demir parmaklıklar ardında, karşısında gencecik bir avukata Perihan’ın hayatını neden alt üst ettiğini anlatan Ferda Kendirci (Evrim Alasya) ise tırnakları ile kazıyarak bir mahalle kuaförü sahibi olmuştur ama Perihan’ın sahip olduklarının peşindedir! Karakoldan gelen telefon ile Emgenlerin evine ve hayatına bomba gibi düşen Ferda, Perihan’ın kızı, damadının ise sevgilisidir! 

Henüz bir yaşında iken terkettiği kızı şimdi ailesini darmaduman eden kişi olarak karşısındadır! Ferda’yı hapishaneden kurtarmak için dinleyen Ayşem’in de Ferda’nın ve kızı Merve (Müge Su Şahin)’nin hayatına bir bomba gibi düşmesi an meselesidir! Emgen Ailesi’nin torunları Duru (Aslı Melisa Uzun), Şahin (Taha Baran Özbek) ve Ece (Ahsen Türkyılmaz); Perihan ve Ferda’nın savaşının ortasında kalacaktır.

Bu savaş, Ferda’nın komşusu İpek (Esila Umut) ve Aras’ın (Yusuf Çim) hayatını da tamamen değiştirecek, gençlerin hepsini aşkın ve nefretin ortasında bir dünyanın gelgitleri arasına sürükleyecektir.

Akrep

‘Sol Yanım’ seyirciyi genç yaşta kendi ayakları üzerinde durmayı öğrenmiş ve annesinin bakımını üstlenmiş Serra ile varlıklı Kutlusay Ailesi’nin veliahtı Selim’le tanıştıracak. Serra ve annesinin mütevazı mahalle hayatına karşılık, Kutlusay Malikanesi ve ailenin göz alıcı lüks yaşamı hikayenin merkezinde yer alacak. 

Çok başarılı bir öğrenci olan Serra’nın burslu okuduğu, Selim’in ise adeta mecburiyetten devam ettiği, kendilerinin olan Kuzey Üniversitesi ise üniversite yaşamına dair birbirinden eğlenceli ve sürükleyici hikayeler sunacak. Kadronun genç oyuncularının birbirinden çarpıcı tarzları gençler arasında yeni bir akım başlatacak....

Sol Yanım

Büyük aşkla evlenerek düştüğü şiddet dolu kabustan küçük kızıyla birlikte kurtulmaya çalışan Cemre… Güzel, ayrıcalıklı hayatında gerçeğin yakıcı yüzüyle hiç karşılaşmamış Rüya… Fedakar dünyasında kendi için küçük bir mutluluk sayfası açmaya çalışırken varlığıyla özdeş güzelliğini, kimliğini yitirmenin eşiğindeki Çiçek… 

Karakterleri ve hikayeleri birbirinden çok farklı bu üç kadının kaderleri bir sarnıçta çıkan yangında kesişir. Alevlerin ardından hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Sil baştan giriştikleri mücadelede yolları gerçek aşka ve iyi kötü tüm yanlarıyla gerçek hayata düşer. Dışarıdan örnek adam olarak görünen varlıklı, karizmatik, imtiyazlı Çelebi’nin yok edici, kötücül soluğu hepsinin ensesindedir…

Alev Alev

İstanbul’a taşınan Dicle, acımasız şehirde tutunmak için canla başla uğraşmaktadır. Bütün umutlarının tükendiği yerde yardım isteyebileceği tek bir insan kalmıştır; yıllardır görmediği, kendisini daha doğmadan terk eden babası Kıraç Özdal.

Menajerimi Ara

Birbirlerine yabancı olsalar da, sevdiklerini kaybedince aynı kaderi paylaşmak zorunda kalan iki insanın öyküsü… 

Çok sevdiği nişanlısını bir cinayete kurban veren Ömer ile mükemmel sandığı babasının aslında kara para aklayan bir mafya olduğunu öğrenen Elif’in kaderleri, bu iki kaybın ardından kesişecektir.

Kara Para Aşk

Gün On4, koronavirüs teşhisi konan ancak hastalığı evinde tedavi görerek atlatan Komiser Gazanfer ve ekibinin, karantina günlerinde şüpheli bir intihar vakasının izini sürme hikayesini anlatıyor.

Yurt dışından dönen Komiser Yardımcısı Sevin, 14 günlük karantina süresini geçirmesi için bir otele yerleştiriliyor. Sevin’le birlikte aynı uçakta gelen yolculardan biri, yerleştirildiği otelde intihar ediyor, ancak arkasında birçok soru işareti bırakarak.

Gün On4

Firuze ve Ayaz... İki güzel yürek, iki aile yükü taşıyan çocuk. Kaderin bir araya getirdiği yollarını saf, tertemiz aşklarıyla döşemektir tek dertleri. Taşımak zorunda oldukları yükleri, birbirlerine duydukları sevgiden aldıkları güçle omuzlarlar. Tüm bu zorlukların içinde küçücük, kendilerine ait bir geleceğin umudunu yeşertiler. Ta ki kader fikrini değiştirip yolundan dönene kadar...

Zemheri

Gariban bir yarıcının oğlu olan Sancar, daha çocuk yaştayken Bodrum’a tatile gelen bir büyükelçinin kızı olan Nare’ye sevdalanır. Bu iki zıt çocuk, birbirlerini çok severler, sevdaları için yıllarca mücadele ederler. Sonunda kız oğlana kaçar ama tam kavuştukları gece Nare birden ortadan kaybolur. Bir daha onu gören olmaz.

Kimi der denize düştü öldü, kimi der sefir kızı ya Avrupa’ya kaçtı. Bir aşık da onlara türkü yakar, der ki sefirin kızı alaca kuş oldu uçtu. Böylece Nare ve Sancar’ın mutsuz hikayesi bir destana dönüşür..

Sefirin Kızı

Zülüf, kuş uçmaz kervan geçmez, dağların doruklarında kör bir kuyuda ölümü beklemektedir. Bir çingene kızı gibi yerin yedi kat dibindedir. Zülüf, atıldığı bu kuyudan genç bir adam tarafından kurtarılır. Bir mucize gibi karşısına çıkan Kenan’ın kim olduğunu öğrendiğinde ise hayatının şokunu yaşar. 

Kuyunun başında beklemekte olan Kenan, akşam güneşinin kızıllığı altında, güzelliğiyle dillere destan Zülüf’ü görür kuyudan çıkarken. Kenan’ın dizlerinin bağı çözülür,  yer ve gök alt – üst olur. 

On beş yıl önce işlenen cinayet yüzünden etrafa saçılan kan, o günden sonra her iki aileye de bulaşacaktır. Ta ki bir gün aşk gelip, her şeyi temizleyene dek…

Güvercin

Dört kadının annelikleriyle sınandığı yolda, çocuklarının da anneleriyle sınanacağı bir hikaye… 

Hayat kadını bir annenin kızı olan Akça kendi evladına daha iyi bir gelecek verebilmek için anneliğinden vazgeçerken, varlıklı bir ailenin gelini olan Şule, bir ömür boyu Akça’nın bebeğine annelik yapmaya söz verir. Adını Efe koyduğu bebeğe evladı gibi bakıp büyütürken kendi çocuğunun doğmasıyla işler değişir. Kayınvalide Asiye’nin ise herkesin hayatını alt üst edecek büyük bir sırrı vardır.

Çocuk

Karısı tarafından terk edilen Nejat, annesini henüz hiç görmemiş olan kızının üzülmemesi için “idare edecek” yalanlarla yaşar.

Fakat Kayra büyüdükçe bu yalanlar içinden çıkılmaz bir hal alır. Annesinin ağzından yazdığı mektuplarla iyice köşeye sıkışan Nejat tam da her şeyin sonu geldi diye düşünürken, yolu beklenmedik bir şekilde Suna ile kesişir. 

Suna’nın hayatlarına girişi ile hem çaresiz baba Nejat’ın hem de artık annesinden başka bir şey istemeyen Kayra’nın dünyası tamamen değişir. Suna ve Nejat kendilerini hiç beklemedikleri tatlı bir oyunun içinde bulurlar.

Benim Tatlı Yalanım

İzmir’den Ankara’ya üniversite okumaya gelen Aslım, daha ilk günden Ozan ile takışır. Ozan, asi ve öfkeli bir gençtir. Tecrübesiz ama inatçı Aslım ile aşkları ise bir o kadar fırtınalı ve tutkulu olur.

Gençlerimiz sadece aşkları ile sınanmaz. Onların karşılaşması aileler arasında yıllar önce kapatılan defterleri de açar. 
 
Hırs, kibir, fedakarlık, sosyo ekonomik farklar, yalanlar ve geçmişten gelen sırlar hem iki gencin hem de ailelerin hayatlarını alt üst edecek, küllenen, üstü kapanan gerçekler birer birer ortaya çıkacak ve bir daha hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır.

Sevdim Seni Bir Kere

Üç kadının gerçeklere giden yolda karşılarına çıkan zorluklarının hikayesi...

Sevgili Geçmiş

İki kıdemli polis ve eski dostlar Yusuf ve Rıfat, bir operasyon esnasında yüklü bir miktar rüşvet teklifi alırlar. Yusuf bu teklifi sert bir dille reddederken Rıfat onunla aynı görüşte değildir fakat bunu dillendirmez. Yusuf operasyondan sonra kendisine kurulan bir kumpas ile tutuklanır ve meslekten men edilir. Ona pusu kuran ise can dostum dediği Rıfat'tır.

Yusuf'un cezaevine girmesi ile karısı Meryem ve üç çocuğu hayatlarının en acı ve trajik sınavıyla karşı karşıya kalırlar. Bu sınavın en büyük bedelini ise Kuzgun ödeyecektir. Kuzgun, ailesinden ve evinden uzakta yirmi yıl sürecek bir esaretin içine düşecektir.

Kuzgun'un sır gibi kayboluşu, Dila'yı derinden etkiler. Çocukluk aşkını kaybeden Dila, kalbinde asla iyileşmeyecek bir yara ile yaşamına devam eder. Aradan geçen yirmi yıl ile birlikte okumak için gittiği Londra'dan temelli olarak dönen Dila, çocukluk aşkı ile karşılaşacağından habersizdir. Korumalık yapan Kuzgun'a verilen bir görev, onu Dila ile karşı karşıya getirecektir. Nevşehir'den İstanbul'a uzanan bu karşılaşma sonrasında Kuzgun, sadece Dila'nın hayatını değiştirmekle kalmayacak, herkesin hayatındaki taşları yerinden oynatacaktır.

Kuzgun

Hayalleri ve hayatları birbirinden bambaşka olan iki anne; Ümran ve Umay. Ümran ve kızı Hayat, küçük bir köyde yaşarken, “Sosyetik güzel’’ Umay Karay ve kızı Hayal, İstanbul’dadır. Hayallerde bile birleşemeyecek kadar farklı hayatlar yaşayan annelerin  yolları, yıllar sonra karşılaşınca beklenmedik olaylara neden olur.

Kardeş Çocukları

Bir adam bir kadını sever ve dünya değişir. Ama hayatı kökten değiştiren, aşkı değil, aşkına ulaşabilmek için cesaret edebildikleridir. O kişiye duyduğu aşkın acımasızlığında öylesine büyük fırtınalar başlatır ki, sonunda, dokunduğu her şeyi yıkar. Ve bazen.. Hayatın kendini yenilemesi için önce her şeyin yıkılması şarttır.

Çok satan Fi - Çi - Pi üçlemesinden Nüket Bıçakçı tarafından senaryolaştırılan, tutkunun peşinden koşanların, yanma pahasına ateşe uçanların ve acıdan geçerek süregelen yaşama karşı dik duranların hikayesi.

Konservatuar mezunu olan Süreyya, hayatını reklam filmleri seslendirerek ve vokal yaparak kazanmaya çalışan, özgürlüğüne düşkün genç bir kızdır. Süreyya küçük yaşta anne ve babasını kaybetmiş, hayatın tüm yükünü tek başına sırtlamıştır. Tek akrabası olan teyzesi Senem ile mütevazı bir yaşam sürerken, beklenmedik bir anda karşısına çıkan zengin ve karizmatik iş adamı Faruk’a aşık olur ve hayatı bir anda değişir. 

Boranlar’ın en güçlü varisi olan Faruk, ailesinden devraldığı otobüs firmasını yöneten, ülkenin ünlü ve başarılı iş adamları arasında gösterilen müzmin bir bekârdır. Süreyya ve geleneklerine bağlı olan Faruk'un aşkı daha ilk andan itibaren çeşitli zorluklardan geçer. 

Bursa’nın tanınmış ve köklü ailelerinden Boran ailesi için ise bu aşkı kabullenmek hiç de kolay olmaz. Kocasının ölümünün ardından dört oğluyla bir başına kalan anne Esma Hanım’ın (Esma Sultan) en gözde oğlu Faruk için bambaşka hayalleri vardır. Esma Sultan, kendine ve köklerine uygun gelin adayını çoktan seçmiştir. 

Birbirlerine delicesine aşık olan Süreyya ile Faruk ise Bursa’daki aile konağına evlilik haberini vermek üzere gelirler. Ancak bu durum kontrolü her zaman elinde tutmak isteyen Esma Sultan için büyük bir şoktur ve Esma Sultan’a gelin olmak hiç kolay değildir. Faruk’a olan aşkından güç alan Süreyya kolay pes etmez, kayınvalidesinin zamanla kendisini seveceğine inanmak ister. 

Süreyya, aynı konakta birlikte yaşadığı kayınvalidesi Esma, eltisi İpek ve hayatı boyunca kocasının gölgesinde kalmış olan ailenin küçük oğlu Fikret ile başa çıkmaya çalışır. Olaylar geliştikçe konak temellerinden sarsılacak ve tüm aile bundan etkilenecektir.

İstanbullu Gelin

İlişkileri liseye dayanan ve yetişkin hayatlarında yeniden bir araya gelen dört kadının güç mücadelesinde eski kinler ve hırslar ortaya çıktıkça aralarında cinayete varan bir hesaplaşma başlar. Merve, Oya, Arzu ve Pelin'in karıştığı bu vakayı, Cinayet Büro Başkomiseri Kemal ve yardımcısı çözmeye çalışırlar ama bu dört kadının çetrefil dünyasını aydınlatmak kolay olmayacaktır.

Ufak Tefek Cinayetler

Restoran işletmeciliği yapan Alper, hayatı boyunca sevdiklerinin ihanetine uğramış genç bir adamdır. Eşini trajik bir kaza sonucu kaybeden Alper, kendini dış dünyaya kapatmıştır. Bir gün karşısına Leyla çıkar ve hayatı hiç ummadığı şekilde değişir.
 
Babasının gazabından kaçmak isterken, yanlış bir adamla, yanlış bir yola sürüklenen Leyla’nın bu ilişkiden bir çocuğu olur. Rüzgâr adını verdiği oğluyla hayata tutunmaya çalışan ve bu uğurda birçok zorlukla karşılaşan Leyla için hayat hiç de kolay değildir. Oğlunun güzel bir yaşantı sürmesi için çok iyi tanımadığı Haşmet ile evlenen biçare Leyla, evlendiği adamın hiç bilmediği karanlık yüzü ile karşılaşır. 

Haşmet azmi ve kararlılığı sayesinde zengin bir iş adamı olmuş ve sahip olduğu her şeyi yoktan var etmiştir. Güçlü durmayı bilen Haşmet’in hayattaki tek zaafı Leyla ve ona duyduğu derin aşktır.

Leyla, Haşmet hakkındaki karanlık gerçekleri öğrendiğinde ondan kaçmaya çalışır. Bir rastlantı sonucu Leyla’nın yolu Alper ile kesişir. Artık bu ikili için aşk kapıdadır. Kendilerini planlamadıkları bir duygu selinin içinde bulan Alper ve Leyla birbirlerini buldukları kadar kolay kaybetmemeye kararlıdırlar. 

Leyla her şeyin yoluna girdiğini ve Haşmet’e izini kaybettirdiğini düşünürken onu bir anda karşısında bulur. Kâbus yeniden başlamıştır. İşte o anda Haşmet’ten kaçmanın sandığı kadar kolay olmayacağını anlar ama ona geri dönmesi de mümkün değildir çünkü gönlü Alper’dedir. Birbirlerine âşık iki insanın mücadelesine tanık olduğumuz hikâyede Haşmet, hem Leyla’nın hem de Alper’in yaşamlarının dönüm noktası olacaktır.

Bana Sevmeyi Anlat

Sanem sabahları birkaç saat babasının bakkalında çalıştıktan sonra bütün gününü hayal kurarak ve kitabı üzerinde çalışarak geçirmektedir ve hayatından son derece mutludur. Ta ki anne babası kendisine doğru düzgün bir iş bulmazsa evlenmek zorunda olduğunu söyleyene kadar! 

Sanem bunun üzerine mecburen ablasının iş yerinde çalışmaya başlar. Hayallerini süsleyen büyük aşkının kendisini orada beklediğinden habersizdir henüz, üstelik bilmeden Can'a ve şirkete kurulan bir tuzağın parçası olur... 

Yalanlar üzerine kurulan bir aşk olabilir mi? Ya Sanem? Nefret ettiği Can'a kalbini kaptırabilir mi?

Erkenci Kuş

Yaman, yoksul bir hayatla mücadele ederek üniversite sınavına hazırlanan ve Tozludere’deki yaşamından bir an önce sıyrılmak isteyen bir gençtir. Annesi ile arasındaki bitmek bilmeyen sorunlar ve başı beladan kurtulmayan abisiyle yaşamak onun için oldukça zordur. 

Üniversite sınavına birkaç gün kala, ağabeyi Kenan yüzünden araba hırsızlığıyla suçlanan Yaman hapisaneye girer. Avukat Selim Serez’i tanıması, yaşadığı zor günleri geride bırakmak için ona bir fırsat yaratır. Selim, Yaman’ı tanıdığı andan itibaren kendi gençliğini adeta yeniden yaşar. Bu nedenle onu kaderine terk etmek istemez ve birlikte Altınkoy’a gitmek  için Yaman’a teklifte bulunur. 

Selim’in eşi Ender, bu duruma başlarda pek sıcak bakmasa da Yaman’ın iyi niyetine inanır. Sonunda Serez Ailesi kapılarını Yaman’a açar. Yaman artık Altınkoy’da yaşayan bir Tozluderelidir.  Başlarda burada tanıdığı herkesi zengin, şımarık insanlar olarak gören Yaman, Serez Ailesi’nin tek oğlu olan Mert ve komşuları Mira’yı tanıdıkça bu ön yargılarından kurtulur. 

Mira, varlıklı bir ailenin kızıdır. Arkadaş çevresi oldukça lüks bir hayat yaşayan, her istediğini kolayca elde edebilen insanlarla doludur. Fakat o, içinde bulunduğu bu şatafatlı dünyada mutlu değildir. Mira, ailesinin hırsları ve istekleri ile yaşamaya çalışırken Yaman ile tanışması onun için bir mucize olacaktır. 

İlk zamanlarda Yaman'dan hoşlanmayan Mira’nın erkek arkadaşı Orkun ise Mira ile kötü giden ilişkisinin sebebinin Yaman’ın Altın Koy’a gelmesi olarak düşünür ve onu Tozludere’deki hayatına döndürmek için çabalar. Orkun'un kıskançlık ateşi, zamanla büyük bir düşmanlığa dönüşür. Hikâyesi Tozludere’den, Altınkoy’a uzanan Yaman, yaşayacağı zorluklarla birlikte aşkı, dostluğu ve aile olmayı tadacaktır. Fakat engellerle dolu bu yolculuğunda, kurtulmak istediği geçmişi peşini kolay kolay bırakmayacaktır.

Medcezir

Yakışıklı ve gizemli bir adam olan Cesur Alemdaroğlu, önceki soyadı olan Karahasanoğlu’nu geride bırakarak hayatında yeni bir sayfa açar. Bu yeni sayfa intikamla dolu bir yoldur ve Cesur bu uğurda İstanbul dışında bulunan Korludağ kasabasına taşınır. Kasabaya gelirken en büyük amacı, babasının çalınmış olan hayatını geri almaktır. Kasabanın her şeyine sahip olan, hatta soyadını bile oradan alan Tahsin Korludağ, Cesur’un babası Hasan ile ilgili sır dolu bir geçmişe sahiptir. Bunun bilincinde olan ve babasının ölümünden Tahsin’i sorumlu tutan Cesur, kasabaya geldiği günden itibaren kendini ailesinin intikamını almaya adar, fakat bu hiç kolay olmayacaktır. Kasabadaki ilk gününde Tahsin Korludağ’ın biricik güzel kızı Sühan’a aşık olur.

Sühan, oldukça başarılı genç bir kadındır. Kendi yetiştirdiği çiçeklerden ürettiği bir parfüm markasının sahibi olan Sühan, abisi Korhan ve babası Tahsin’in ortak iş yaptığı Bülent’le nişanlıdır. Cesur’la tanışıncaya dek tekdüze bir yaşam süren Sühan, Bülent’e de sırtını dönerek bu yeni, gizemli ve heyecanlı hayatın peşinden gider. Henüz kendine itiraf edemese de, ömründe belki de ilk kez gerçek aşkı tadacaktır. Cesur’un Korludağ’a gelişi ve Sühan’la kurduğu ilişki, kasabada yaşayan birçok kişinin de hayatını derinden etkiler. Korludağ kasabasında artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktır. Tahsin ile sağ kolu Salih’in gizli işlerine, Korludağ ve Karahasanoğlu ailelerinin sırlarla dolu geçmişine, Tahsin Bey’e aşık olan Adalet Hanım’ın sinsi planlarına, Korhan’ın eşi Cahide’nin entrikalarına ve Cesur’un Tahsin’e duyduğu büyük nefrete rağmen Sühan ve Cesur aşklarına sahip çıkmaya çalışırlar.

Dizinin yönetmeni Ali Bilgin, senaristi Ece Yörenç. Yıldız dolu oyuncu kadrosunda Kıvanç Tatlıtuğ, Tuba Büyüküstün, Tamer Levent, Erkan Avcı, Sezin Akbaşoğulları, Serkan Altunorak, Devrim Yakut, Yiğit Özşener başı çekiyor.

Cesur ve Güzel

Profesyonel bir aşçı olmak isteyen Nazlı (Özge Gürel), Japon mutfağını öğrenerek kendi restoranını açma hayalleri kurar. Öğrenci evini geçindirmek için girdiği ek işte, tanışmadığı patronu Ferit’in (Can Yaman) özel aşçısı olur. Zengin iş adamı Ferit ve Nazlı, çeşitli tesadüflerle yakınlaşır ve imkansız olan bir aşkın kapısını aralar.

Dolunay

Orta halli bir ailenin maden mühendisi oğlu Kemal, tesadüf eseri, zengin bir ailenin tek kızı olan Nihan ile tanışır. İkili kısa sürede birbirine aşık olur ve bu aşk çok geçmeden büyük bir tutkuya dönüşür. Kemal, Nihan’a evlilik teklifinde bulunmaya karar verir fakat önlerinde hiç fark etmedikleri bir engel vardır; Emir Kozcuoğlu.

Varlıklı bir ailenin oğlu olan Emir Kozcuoğlu, Nihan’a saplantılı şekilde aşıktır. Emir, Kemal’in Nihan’a evlilik teklif edeceğini öğrendiğinde buna engel olabilmek için haince bir plan kurar ve Nihan’ın kardeşi Ozan’ın cinayet işlemesine sebep olur. Ardından Ozan’ın cezaevine girmesini engellemek için Nihan’ı kendisiyle evlenmeye mecbur bırakır. Birbirlerine delicesine aşık olan Kemal ve Nihan’ın ilişkisi beklenmedik bir anda bitmek zorunda kalır.

Yaşadığı kalp acısıyla İstanbul’dan ayrılan Kemal, Zonguldak’ta bir madende mühendis olarak çalışmaya başlar. Maden ocağının sahibi Hakkı Bey, Kemal’i öz oğlu gibi benimsemiştir. Madende yaşanan talihsiz bir kazada Kemal, Hakkı Bey’in hayatını kurtarır. Bu olayın sonucunda Kemal’e, patronundan ortaklık teklifi gelir. Kısa zamanda büyük bir iş adamı haline gelen Kemal, artık çok daha güçlü ve statü sahibidir.

Aradan geçen zamana rağmen birbirlerini unutamamışlardır. Tekrar görüşmeye karar veren aşıklar, Ozan’ın işlediği cinayeti aydınlatmaya çalışırlar. Büyük aşkın önündeki bir diğer engel de Emir’in kız kardeşi Asu’dur. Kemal’e çılgınca aşık olan Asu, Nihan ile Kemal’in bir araya gelmemesi için Emir’e yardım eder. Diğer yandan Kemal’in kardeşi Zeynep, Emir’e aşıktır ve ondan intikam almak için Ozan ile evlenir. Ozan, Zeynep’le yurtdışına kaçmaya çalışırken yakalanır ve cezaevine girer. Emir ve Zeynep’in gizli ilişkisini öğrenen Ozan’ı kötü bir son beklemektedir.

Kemal ve Nihan artık Ozan’ın ölümünün ardındaki sır perdesini aralamak ve Emir’den kurtulmak zorundadırlar. Emir ve Asu başta olmak üzere tüm düşmanları onların aşkını engellemek için pusuda beklemektedir.

Kara Sevda

Birbirlerinden hiç ayrılmamaya söz vermiş, Ege’de küçük bir sahil kasabasında yaşayan Hazal ve Kenan’ın aşkı, Vural’ın kasabaya gelişi ve Hazal‘ı elde etmek için her şeyi göze alması ile değişir ve iki sevgilinin hayatları alt üst olur

Siyah İnci

Bir Osmanlı Hükümdarı ile bir Rus kızının masalını anlatan Kalbimin Sultanı’nda ilkel bulduğu hareme muhbir olarak girmek zorunda kalan Anna, ancak masallarda yaşanacak büyük bir aşkın eline düşer.

Kalbimin Sultanı

Bir yanda çok başarılı, çekici, fakat aşkla arasına mesafe açılmış, hayatta onu şaşırtacak bir şey kalmadığını hisseden bir boşanma avukatı Barış. 

Diğer yanda ise hayat dolu, akıllı, eğlenceli, fakat ailesini geçindirmek için taksi şoförlüğü yapmak zorunda kalan, güzel bir genç kız olan Aslı, nam-ı diğer Ateşböceği. İkilinin yolları kesişince, aşk dolu bir serüvenin içine girerler.

Ateşböceği

Ömrünü çocuklarına adamış, fedakâr bir anne olan Zerrin’in hayattan tek beklentisi çocuklarının mutlu yuvalar kurduklarını görebilmektir. Ama ne mümkün!

Büyük kızı Rüya , eski bir oyuncuya platonik aşık, başını kaldırıp da çevresindeki taliplerine dönüp baktığı görülmemiş. Küçük oğlu Serkan anasının kuzusu, kolay kolay evden gitmeyeceği belli. Ortanca kızı Öykü ise yurtdışında, işinde gücünde, kariyerinde... 

Zerrin yakın zamanda çocuklarının mürüvvetini görmeyi beklemezken, Öykü’nün evleneceği haberini vermesiyle dünyalar onun olur. Dört gözle dünürleriyle tanışacağı günü bekleyen Zerrin’i kız isteme gününde kötü bir sürpriz bekliyor. 

Aksoy ve Arslansoy aileleri karşı karşıya geliyor ve eski defterler bir bir açılıyor. Sadece Zerrin değil, Öykü ve Rüya da bu karşılaşmadan nasibini alıyorlar. Ortalık birbirine girmişken bu curcunadan geriye bir tutam aşk, bir yudum mutluluk ve bolca kahkaha kalıyor.

Darısı Başımıza

Barazoğlu İhsan Bey'in karısı Dila Hanım, bir arazi anlaşmazlığı yüzünden kocasını vuran Karadağlı Rıza'yı öldürmeye yemin eder. Bir rastlantı sonucu,hiç tanımadığı Rıza ile karşılaşır. Ona büyük bir aşkla bağlanır.

Dila Hanım

Yağmur daha bebekken annesi tarafından terk edilen, zeki, merhametli, sevgi dolu bir genç adam… Melek ise inatçı, adaletli ve hayatını doğaya adamış bir genç kız. 

Bu iki kalbi birleştirecek olan kişi ise Melek’in annesi Rukiye’den başkası değil. Büyük kızı ve damadına kızıp huzurevine yerleşen ve Yağmur’u da öz oğlu gibi seven Rukiye, Melek ve Yağmur’u evlendirebilmek için türlü planlar yapar. Ama kaderin cilvesi Rukiye’nin işini kolaylaştırır. 

Çünkü Yağmur; huzurevine adeta bir melek gibi yetişen Melek’e daha ilk görüşte aşık olmuştur. Rukiye’nin huzurevinden ayrılmasıyla Çekilmez ailesinin de başkahramanı olan Yağmur, Melek’in eniştesi Necmettin’in Melek’i zengin iş ortağı ile evlendirme hayallerine karşı savaşı kazanabilecek miydi? 

Yağmur ve Melek çevresinde dönen onca entrikaya rağmen bir araya gelecek mi, gelemeyecek mi, gelseler de mutlu olacaklar mı? Bu kaderin örülen ağlarında gizlidir.

Meleklerin Aşkı

Gül, İstanbul’da bir kozmetik firmasında çalışmaktadır. Kısa zaman sonra evlenecek olan Gül’ün hayatındaki her şey bir anda ters gitmeye başlamıştır. İçinde pek çok makyaj malzemesi bulunan bir kutuyu Kıbrıs’a yollaması gerekmektedir. 

Fakat kutu, kargo şirketinin hatası sonucu Kıbrıs yerine Muğla Güzelköy’e gitmiştir. Daha da kötüsü, köyün yaşlı teyzesi Sultan Ana bu koliyi kendisine torununun yolladığını düşünmektedir. Sultan Ana oldukça varlıklı bir kadındır fakat yaşlanmıştır ve doktor bunamaya başladığını söylemektedir. Sultan Ana’nın yanında çalışan Yusuf ve Hüsnü adında iki köylü bulunmaktadır. 

Hiç kimsesi olmayan Sultan Ana ölmeden önce, sahip olduğu hayvanları yıllardır onlara bakan Hüsnü’ye, tarlaları ise Yusuf’a vermeye karar verir. Hüsnü bu durumdan memnun olmamıştır. O tarlaların da kendisinde kalması gerektiğine inanmaktadır. Tarlalarda da hak iddia edebilmek için Yusuf’un kızı Kamuran’ı, oğlu Cemal’e almaya karar verir. 

Cemal bu evliliğe karşıdır ama babasının sözünden çıkamaz. Düğün alışverişi yapmak için İstanbul’a gider. Bu sırada Sultan Ana’nın torunu için yazdığı mektubu da İstanbul’a getirir. Kutuyu yanlışlıkla köye yollayan Gül’e ulaşamaz fakat ablası ile konuşur. Bu sırada Gül de işten kovulmuştur. 

Aynı gün nişanlısının Afrika’ya gideceğini ve evliliklerinin en az 2-3 yıl erteleneceği haberini almıştır. Duydukları karşısında yıkılan Gül ayrıca nişanlısının onu, iş arkadaşıyla aldattığını düşünmektedir. Büyük bir üzüntü ile nişanlısının yanından ayrılan Gül, yolda Cemal ile karşılaşır. Cemal ilk görüşte Gül’den etkilenir fakat bir daha onu göremeyeceğini düşünür. Fakat kaderin cilvesi onları tekrar bir araya getirir.

Güzel Köylü

İffet, mahallenin şoförü Cemil’e âşıktır. Cemil ile İffet arasında bir gönül ilişkisi başlar, ama bir gün Cemil İffet’e piknikte tecavüz eder. İffet hamile kalır. Cemil İffet’i çocuğunu aldırmak için ikna eder. Kürtajın etkisiyle evde yatan İffet, Cemil’in para uğruna mahalleden başka biriyle nişanlandığını öğrenir.

İffet

İstanbul'un gösterişsiz semtlerinden birinde, annesi, erkek kardeşi, üvey babası ve üvey babasının çocuklarıyla birlikte yaşayan, 23 yaşındaki Umut‘un hikayesi.
Ozan ve Hakan ile yolları kesişen Umut’un hayatı o güne kadar sadece tiyatro sahnesinde tanıdığı, filmlerde gördüğü bir duyguyla, aşkla tanışınca baştan aşağıya değişecektir.

Benim Hala Umudum Var

Yetimhanede büyüyüp hemşire olan Gönül aynı hastanenin beyin cerrahı olan güçlü ve zengin Tekin’le evlenme hazırlıkları yaparken onunla ilgili korkunç iddialar duyar. Nişanlısının yalan söylediğini anlayıp evlenmekten vazgeçince Tekin’in anlatılan yüzünü görür ve ondan kaçarken ölen oğlunun intikamını almak isteyen Yusuf’la yolları kesişir. İki erkeğin tutkulu aşkı arasında sürüklenmeye başlayan Gönül, peşine düşen geçmişi yüzünden çıkar kavgaları ve eski düşmanlıkların ortasında kalır.

Hatırla Gönül

Bir gün beş arkadaş film izlemek için Selin'in yazlık evinde toplanırlar. Açelya kötü bir şakayla aralarına sonradan katılır ve film izleyemezler, uyurlar. Selin uyanır ve Açelya'yı göremez. Bir el feneriyle Açelya'yı aramaya koyulur. Çığlık sesleri ve yerdeki Açelya'nın hırkası Selin'i iyice şüphelendirmiştir. O geceden sonra Açelya'yı bir daha gören olmaz. Aradan bir yıl geçer ve Açelya'nın cesedi Ademoğlu ailesinin evlerinin bahçesinde bulunur.

Tatlı Küçük Yalancılar

Aslı, üniversiteyi kazanmış fakat maddi zorluklardan dolayı okuyamamıştır. Annesi Emel ile yaşayan Aslı, okul parasını biriktirmek için pastanede çalışmaktadır. Annesi Emel Hanım ise sağlık problemlerinden dolayı uzun bir süredir işsizdir. 

Parasal sorunlarla geçen bir yılın ardından Emel, arkadaşı Şükran’ın tavsiyesi ile lüks bir evde aşçılık yapmaya başlar. Emel’in işe girdiği gün, kızı Aslı talihsiz bir kaza nedeniyle işini kaybeder. Patronu tarafından, acil olarak yetişmesi gereken doğum günü pastası siparişini götürme görevi Aslı’ya verilmiştir. 

Oldukça sakar bir kız olan ve başı beladan kurtulmayan Aslı, Burak’ın arabasına çarpar ve elindeki pasta darmadağın olur. Durumu patronuna açıklama fırsatı bulamadan işinden kovulur.
  
Burak, zengin bir ailenin tek oğludur. Lüks yaşamı ve gece hayatını seven, sorumluluklardan kaçan Burak’a, örnek olarak amcasının oğlu Volkan gösterilir. Volkan, sorumluluk sahibi, mütevazı ve işkolik bir adamdır. Birbirlerinden farklı karakterlere sahip olsalar da araları oldukça iyidir. 

Aslı’nın pastaneden iş arkadaşı Gonca’nın iş için Bodrum’a gitme teklifi, Burak ve Aslı’nın yollarını yeniden kesiştirir. Bu karşılaşma onlar için son olmayacağı gibi, uzun soluklu bir ilişki ve hikayenin başlangıcı olacaktır.

Çilek Kokusu

Saklıköy, doğası, atmosferi ve çok güzel kızlarıyla meşhur, cennet gibi bir yerdir. Saklıköylüler, bu güzelliklerinin dışarıdan gelecek insanlar tarafından bozulacağından hep korkarlar. 

Köyün kızları dünyalar güzelidir. Köyden hiç bir kızı dışarıya vermez Saklıköylüler, eğer köyün dışından biri o bölgeden bir kızla evlenmek isterse mutlaka ‘Hanım Köylü’ olup, orada yaşamak zorundadır. Ferit’in ve bir çok bağrı yanık erkeğin ‘Hanım Köylü’ olmasının eğlenceli ve komik hikayesi.

Hanım Köylü

Kervancıoğlu Ailesi, kaybettiklerinin yasıyla toparlanmaya çalışırken yalnız değildir. En büyük destekçileri zor günlerinde hem şirketi hem aileyi ayakta tutan Oğuz Kervancıoğlu’dur. Oğuz, Jülide’ye söz vermiştir; Ömer ve Zehra’nın kayıp çocuğu Emir’i bulup ait olduğu konağa getirecektir. 
Hayatı boyunca tek başına yaşam mücadelesi veren Azize ise güzelliği başına bela olmuş bir kadındır.  Uğruna canını vereceği, en kıymetli varlığı oğlu Ali’dir.  Azize’nin tek isteği oğlunun karnını doyurabileceği bir iş bulup namusuyla para kazanmaktır.  
Peki haksız yere uğradığı iftira bir insanın hem şansı; hem şanssızlığı olabilir mi?  Uzun süredir beş parasız olan Azize bulduğu işe dört elle sarılırken kaderi bir karşılaşma hayatını tamamen değiştirecektir.

Adını Sen Koy

Fazilet Hanım ve kızları mütevazı bir hayat süren kendi halinde bir ailedir. Hayatı boyunca zengin olma hayali kurmuş olan Fazilet Hanım başarılı olamamıştır. Eşi öldükten sonra, iki kızıyla birlikte, yaşadığı küçük evine sığdıramadığı hayalleriyle, fakirlik içinde yaşar. Kızlarını zorluklarla büyütmüş olan Fazilet Hanım onları kullanarak, yaşadığı hayata olan kızgınlığını ve geçmişiyle hesaplaşmasını sürdürmeye kararlıdır. Bu yolda en büyük destekçisi küçük kızı Ece’dir.

Hayatında babasızlığın acısını fazlasıyla yaşamış ve zarar görmemek adına duygularını herkesten gizleyen Hazan ise, güzelliği yücelten annesine inat, sert bir mizaca sahiptir. Babasının ölümünden sorumlu tuttuğu annesiyle bir türlü yıldızı barışmayan Hazan, Fazilet’in zengin olma hayallerinin önündeki en büyük engeldir.
 
Fazilet, bir gün çok zengin ve ünlü olacağına inandığı Ece’yi hayallerinin peşinden oradan oraya sürüklerken, Fazilet Hanım ve kızları saygın ve varlıklı bir aile olan Egemenler’le karşılaşır. Fazilet’in hayran olduğu Boğaz’ın incisi yalılardan birinde yaşayan Egemen Ailesi ve sahip oldukları zenginlik, Fazilet’in hayallerinin bile ötesindedir. Fazilet’in Egemenler’in hayatına girmesi, sadece Ece’nin değil, uzun zamandır ailenin başıboş ve çapkınlığıyla tanınan oğulları Sinan Egemen’e platonik bir aşkla bağlı olan Hazan’ın da hayatını geri dönülmez şekilde değiştirecektir. Fazilet Hanım ve kızları için yeni bir hayat başlamak üzeredir.

Fazilet Hanım ve Kızları

Yıllardır sırtlarında taşıdıkları, kimseye anlatamadıkları büyük sırları, ilmek ilmek ördükleri mutlu yuvalarına bomba gibi düşen Kuzgun ailesinin sevgiyle sarmalanmış, sıcacık ama bir o kadar da tehlikelerle dolu öyküsü...
İstanbul’un gözden uzak semtlerinden birindeki yirmi masalık esnaf lokantasında hayat mücadelesi veren Kuzgun ailesi her şeye rağmen ayakta durmaya, hayatta kalmaya çalışıyor. Bir tarafta Burak ve Seher’in kalpleri acıtan, tutkulu ve gizemli aşkları, diğer tarafta Kuzgun ailesinin yaşadığı Hayat Apartmanı’nın ve Kuzgun Lokantası'nın mutfağının sımsıcak sevgi dolu hikayesi işleniyor.

Hayat Sırları

Bahar, zeki, hayat dolu, neşeli bir kızdır. Zenginlik içinde büyümüştür. Kocasıyla birlikte mutlu bir hayatı varken bir gün her şey tersine döner. Agna Şirketi’nde yazılım mühendisi olarak çalışan annesi Şehnaz öldürülmüştür. 

Bahar güvenli hayatından karanlık bir dünyaya savrulur. Annesini öldürenler, bilmediği bir nedenden dolayı şimdi Bahar’ın peşindedir. Bahar, bir yandan hayatta kalmaya çalışırken bir yandan da annesinin cinayetinin ardındaki sır perdesini aralamaya çalışır. 

Sürprizlerle dolu bu serüvende yolu ummadığı biriyle kesişir. Eli kanlı bir mafya eskisi olan Hayati’yle işbirliği yapmak zorunda kalır. Bu zorunluluk zamanla ikisininde hiç hesaba katmadığı kuvvetli bir bağa dönüşür. Bu bağ adeta iki farklı dünyanın çarpışması gibidir. Hayati, Bahar sayesinde içindeki temiz duyguları keşfederken Bahar ise kendi karanlık tarafıyla yüzleşir. 

Bahar bu yolda kirlenecek, Hayati ise kirli hayatını temize çekecektir. Hayati’yle birlikte çıktığı bu yolda güvendiği birçok insanın maskelerinin düştüğünü görür.
Bu süreçte kocasına olan inancını da kaybeden Bahar, aşka kapılarını kapatmıştır. Ama Bahar’ı bu yolda da büyük bir sürpriz beklemektedir. Tüm bu yaşadıklarına rağmen Bahar ve onu bu süreçte hiç yalnız bırakmayan Hayati, amaçlarından asla sapmaz.

8. Gün

Zengin olmak için her şeyi mubah gören bir babadır Yaşar. Sevdiği adamı elde etmek için her yolu deneyen genç bir kızdır Yıldız. Kendisinden beş gömlek üstün bir kızın peşinde çaresizce koşan bir erkektir Ender. 

Sırf "ortamdan kız düşürürüm" diye huzur evine çıkmak isteyen bir ergendir dede Muhsin. Ve onların yanında aşırı saf, aşırı naif ama kırmızı çizgileri olan bir annedir Şengül...

İbret-i Ailem

Mardin'li cefakar bir annenin, zulümden kaçırdığı çocuklarını farkında olmadan zorluklarla dolu bir yola sokuşunun, her birinin kendi gözleri önünde dağılışlarının ve onlara sahip çıkmak için yaptıklarının öyküsü

Göç Zamanı

İstanbul’un ünlü çorbacısı Saadet Sofrası’nın sahibi Cezmi’nin etrafında gelişen hikâye, Cezmi’nin büyük kızı Buket'le Ankara’da başlar. Buket, bakanlıkta çalışmakta, işadamı olan kocası Selçuk ve oğlu Alp'le yaşamaktalardır. Aynı zamanda müsteşarın sağ kolu olan Buket, müsteşar ve valiyle beraber İstanbul’da gerçekleşen bir toplantıya katılmış ve toplantının ardından müsteşarın isteğiyle haberi olmadan Saadet Sofrasına götürülmüştür.

Kalbim 4 Mevsim

Fırıldak ailesi, orta halli refah düzeyine sahip, sıradan bir ailedir. Aile bireyleri, her ne kadar kötü insanlar olmasalar da, küçük çıkarlar elde etmek ya da ellerindekini korumak uğruna, genel ahlaka aykırı olarak nitelendirilebilecek davranışlarda bulunabilmektedirler. 

Ailenin reisi Salih Fırıldak, başını her an belaya sokmaya hazır geleneksel bir Türk erkeğidir. Evin hanımı Yıldız Fırıldak ise ailenin gizli hakimi, her konuda son sözü söyleyen, bilmiş bir kadındır. Üç çocukları bulunan Salih ve Yıldız Fırıldak çifti, her koşulda ailelerinin şahsi çıkarlarını korumaya çalışmaktadır. Herkes gibi onlar da zaaflara yenik düşebilmekte, bu yüzden kendilerini ya da çevrelerini sıkıntıya sokabilmektedirler. Bu zaaflar ve ortaya çıkan dramatik durumlar, her bölümde bağımsız bir hikaye olarak işlenir.

Fırıldak Ailesi

Aynı apartmanda yaşayan üç erkek ile üç genç kızın eğlenceli ve komik hikayesi.

Küçük Hesaplar

Farklı görüşlerin ve fikir ayrılıklarının çözülmenin eşiğine getirdiği aileler ve etkileyici bir aşk hikayesi. Hayata bambaşka pencerelerden bakan, farklı kutuplardaki aileler ve mantığın duygularla savaşında ortaya çıkan inanılmaz tablo.

Evlerden Biri

Kayseri'den Ankara’ya göç eden Osman Kozan, hayatı boyunca çalışmış, üç çocuk sahibi, başarılı ve zengin bir iş adamıdır. İş hayatındaki başarısını, aile hayatında gösteremeyen Osman Kozan, eşi ve çocukları için  mutsuzluğun en büyük nedeni olur.

Ailenin suskun ve içine kapanık kızı Yıldız, babasının iş ortağının oğlu Ferman ile evlendirilir. Eşi, her ne kadar saygılı bir adam olsa da, kayınvalidesi Sultan, Yıldız’ı oğluna hala bir çocuk veremediği için suçlar ve gelini olarak kabul etmez. Sultan için çocuk doğurmak bir kadının başlıca görevidir. Oğluna başka bir gelin arayışı içine giren Sultan’ı engellemek için elinden hiçbir şey gelmeyen Yıldız’ın günleri zindana döner.

Üniversiteden sonra aile şirketinde işe başlayan Cüneyt, ailenin uysal ve iyi niyetli oğludur. Babasının sözünden bir an olsun çıkmayan Cüneyt, yaşadığı kötü bir ilişki sonrası kadınlara olan güvenini tamamen yitirmiştir. Evlerine gelen, annesinin uzaktan akrabası Feride’de aradığı masumiyeti ve aşkı bulan Cüneyt, babasına karşı aşkını savunmak zorunda kalır. Osman Kozan’ın Cüneyt’e eş olarak düşündüğü Eylül hırslı bir kadındır ve yıllar önce Osman’ın öldürttüğü ustabaşının kızıdır. İntikam yeminiyle geri dönen Eylül, ailenin üzerine kara bir bulut gibi çöker. Eylemlerine Feride’ye iftira atarak Cüneyt’ten ayırmakla başlayan Eylül, Feride’nin yıllar önce kaybettiği kız kardeşi olduğunu öğrenince yaptıklarından büyük pişmanlık duyar.

Avrupa’da öğrenimini tamamlayan Mehmet Kemal ise ailenin başına buyruk oğludur. Osman Kozan, Mehmet Kemal’in Ankara’nın en zengin ailelerinden birinin kızı olan Handan ile evlenmesini istemektedir. Fakat yoksul bir ailenin kızı olan Bahar’a gönlünü kaptıran Mehmet Kemal için Handan, sadece bir çocukluk arkadaşıdır. Osman Kozan’ın onayını alamayan bu aşk için ikili zorlu yollardan geçecektir.

Aileye düşman bir başka kişi Osman’ın kuzeni Tunç’tur. Osman Kozan’a karşı menfaatleri doğrultusunda birleşen bu iki düşmanı, Kozan Ailesi’ni yok etmeye kararlıdır.

Beni Affet

Neriman çocuklarının üzerine titreyen bir melektir, ancak çocuklarına yan gözle bakan olunca şeytana bile pabucunu ters giydirir.
Hem ailesi ile ilişkilerini hem de evliliğini sürdürme derdinde olan Çetin’in bu savaşında en büyük destekçisi yine karısı olmuştur.

Benim Annem Bir Melek

Çocuklarının hasreti ile yüreği yanan bir anne onları bulmak için verdiği amansız mücadelenin ve biri diğerinin canına can katan yarısı olması gerekirken birbirlerine rakip, hatta düşman olan ikiz kardeşlerin hikayesi.

Evlilik dışı ikiz kızlarını dünyaya getiren Leyla daha baştan yenik başlamıştır hayat mücadelesine. Kader mahkumu çaresiz kadına önce hastanede  ikizlerden birinin doğum sırasında öldüğü söylenir, diğerini de o terk etmek zorunda kalır.
Ancak pes etmez Leyla. 23 yıl sonra geri döner kızı için. 

O, Ayla’yı ararken zengin bir iş adamına evlatlık verilen kızı Şebnem de hayattadır. Yıllar sonra anne ve kızlarının hayatı kesişmiştir ama onlar bu gerçeğin farkında değildir. 

Şebnem ne kadar uysal ve kırılgansa Ayla bir o kadar hırslı, istediğini elde etmek için sınır tanımayan, gözü yükseklerde bir genç kızdır. Ayla, Şebnem’in öz babası zannettiği Şevket’in şirketinde çalışan, gelecek vaadeden yetenekli bir desinatördür. Üstelik kız kardeşler aynı adama aşıktır. Fakat Şevket’in, hem Ayla hem de kızı Şebnem için bambaşka planları vardır.

Ay Tutulması

Gülizar kocası ve iki çocuğuyla birlikte Malatya'da yaşamaktadır. Gülizar'ın durumundan memnun olmasına karşın, kocası Ferman İstanbul'a gidip orada yaşamak istemektedir. Böylece çocuklarına daha iyi bir hayat sağlayacaktır. 

Bunun için bir süredir askerlik arkadaşıyla görüşüp onunla haberleşmektedir. Kız kardeşi Fatma'nın düğünündeyken Ferman, İstanbul'da çalışması için kendisine bir iş bulunduğunu öğrenir. İstanbul'a gitmek için hazırlıklara başlarlar.

Defne ise İstanbul'da yaşamaktadır. Eşi Mehmet ve kızı Yağmur ile birlikte iyi şartlarda bir hayat sürmektedir. Kızı Yağmur'un doğum gününde onun için büyük bir parti düzenlemiştir.

Farklı hayatlar yaşamalarına rağmen aynı gece ikisinin de kaderi değişmiş ve dünyaları altüst olmuştur. Defne, onu bir türlü kabul edemeyen kayınpederi Sacit Çakırcalı'nın yaptığı planlardan, Gülizar ise törenin onun için aldığı karardan habersizdir.

Anneler ile Kızları

Bir baltaya sap olamayan ve hala kendini babasına ispatlamaya çalışan oğlu Kenan'la, evliliğinde mutsuz olan ve kocası Yavuz'la yaptığı her tartışmayı evdeki eşyaları ve hatta mobilyaları toplayın baba evine dönerek noktalayan kızı Ayşegül arasında sıkışıp kalan İsmet Baba'nın tek umudu küçük kızı Öykü'dür. Ta ki üniversitede okuyan ve başarılı bir öğrenci olan Öykü yeni bir aşka yelken açana kadar.

Cümbür Cemaat Aile

Bir hayli zengin ancak görgüsüzlüğüyle dünürü Yıldız Hanım'ı çileden çıkartan Ahmet Bey ile kibarlık budalası Yıldız Hanım'ın komik zıtlaşmaları ve arada kalan çocuklarının iki aileyi bir arada tutmak için gösterdiği yoğun çaba...